DELİ, GADDAR ÖLÜM TACİRİ’NDEN SAYGIN NOBEL’E

0

DELİ, GADDAR ÖLÜM TACİRİ’NDEN SAYGIN NOBEL’E

İsveçli bilim adamı Alfred Nobel adına her yıl düzenlenen ödüllerin zamanı geldi. Altı dalda dağıtılan ve her dönem bazen ödüle layık görülenler bazen de ödül alması gerekirken layık görülmeyenler etrafında tartışmalar yaşanıyor.  Kimileri de ödül almayı çeşitli nedenlerle reddediyor.  Ancak ne olursa olsun Nobel Ödülleri yaklaşık 125 yıldır bilim ve barışı teşvik ediyor,kazananların saygınlığını artırıyor.

Saygınlık deyince ister istemez ödüle adını veren Alfred Nobel’in yaşamı akla geliyor.

1833’te İsveç’in başkenti Stockholm’de doğan Nobel, mayın imal eden babasının işleri nedeniyle Rusya’da büyüdü. Edebiyata meraklıydı.  Gençliğinde romantik şiirler yazdı ama babasının işi gereği kimyaya yöneldi.  Çok sevdiği Paris’te laboratuvarda çalışırken nitro-gliserin denemelerine tanık oldu. Tanıştığı İtalyan bilim adamı Ascanio Sobrero, karabaruttan daha etkili ve güvenli bir patlayıcı için çalışıyordu ama daha ateşi yakmadan patlama oluyor, yüzü gözü yanıyordu. Sobrero’nun terk ettiği nitro-gliserin denemelerine Nobel devam etti. Stockholm’deki laboratuvarı patlamada yıkıldı, kardeşi Emil ve 4 çalışanı öldü, Stockhom’de denemeleri yasaklandı, laboratuvarını şehir dışına  taşıdı. Ama Alfred yine vazgeçmedi.

Önce patlatma başlığı icat etti, ardından başka karışımlardan hamur benzeri madde yaptı. Nobel, böylece kontrollü patlamayı başararak 1867’de dinamiti icat etti. 1877’de ‘balistit’ adını verdiği yeni barut tasarladı. Ömrü boyunca toplam 355 patent aldı. Dünyanın ilk holdingi olan Nobel Dynamit Trust Company’yi kurdu.

İcatları endüstride kullanılarak, yol, baraj, tünel gibi inşaatları kolaylaştırdı, Nobel ve ailesi bu patlayıcılarla petrol yatakları da keşfetti, işletti. Büyük bir servet kazandı.

Tabii patlayıcılar savaşlarda da kullanıldı. Savaşan taraflara barut sattı. Hayatı boyunca ‘toplu ölümlere’ yol açmakla suçlandı. Ancak kendisi ‘icadının topluca öldürme gücüyle orduları savaştan caydıracağını’ söylüyordu, ‘bana kalsa tüm silahları cehenneme gönderirim, yerleri orası’ diyordu.

‘Ölüm taciri’ diye anıldı

Hayatını bekar geçirdi, hiç çocuğu olmadı.  Çok zengindi, büyük çevreler içindeydi ama ruhen yalnızdı. Çevresine göre ‘deli ve gaddardı’ aynı zamanda. Melankolik bir ruh hali vardı. Son zamanlarında insanlarla görüşmek de istemedi.

Ölümünden 8 yıl önce Fransa’ya tatile giden ağabeyi Ludvig rahatsızlanarak hayatını kaybetti. Bir karışıklıkla ölenin Alfred Nobel olduğu zannedilerek ‘ölüm taciri öldü’ başlıklı gazete haberleri çıktı. Fransız gazetelerindeki haberlerde, ‘savaşta toplar için barut icat eden’ Nobel için  ‘’Daha çok insanı daha hızlı şekilde öldürmeyi, sakatlamayı keşfederek servet biriktiren’ deniliyordu.

San Remo’daki evi ve çalışma masası

Lakabına taktı

Nobel ölümünden sonra böyle anılacak olmasına takıntılı hale geldi.

Son dönemlerinde ülkesinde kalmak istese de hava koşullarına sağlığı elvermediğinden sadece yaz aylarında yeni aldığı şimdi müze olan Bjorkborn’daki malikanesinde kalabiliyordu. Kışları ise İtalya’daydı. San Remo’da beyin kanamasi geçirerek 10 Aralık 1896’da 63 yaşındayken öldü.  Yalnız ölmekten korkardı ama telgraf çekilmesine karşın yakınları yanına gidemeden hayatını kaybetti. Yanında sadece hizmetçisi vardı.

El yazısıyla vasiyeti

Ölümünün ardından kendi el yazısıyla kaleme aldığı 1895 tarihli 4 sayfalık vasiyeti ortaya çıktı. Bu hazırladığı 3.vasiyetti. Yeğenleri ve bazı çalışanlarına da pay verdiği servetinin yüzde 94’ünü  ‘millet- ırk gözetmeksizin insanlığa en faydalı hizmetleri yapanlara’ ayırdı. Nobel, servetinin bu bölümünü oluşturan mülklerinin ‘güvenli menkul kıymetlere yatırılmasını, her yıl faizinin kazananlara dağıtılmasını’ istedi.

Nobel böylece barış ve ilerlemeye olan özlemini ortaya koyuyordu.

Bjorkborn’daki evinin laboratuvarı

Vasiyet büyük şok yarattı. Alfred Nobel’i ve ailesini  ‘savaş yanlısı’ bulanlar şaşkınlıkla karşıladı. İskandinav Tarihçi Prof. Dr.

Oscar Falnes,  eserlerinde Nobel soyadının  ‘barış değil savaş sanatlarıyla‘ ilişkilendirildiğini yazdı.

Victor Hugo’nun ‘zengin serserisi’

Fizikçi Albert Einstein da Nobel’in ‘gaddar’ damgasından kurtulmak, vicdanen rahatlamak için servetini insanlığa hizmet edenlere bağışladığı görüşündeydi.

Fransız yazar Victor Hugo da  ‘Avrupa’nın en zengin serserisi ‘ dediği arkadaşı Nobel’in kendisine bir keresinde şöyle dediğini aktardı:

“Acıklı bir yarı ömür. Hıçkırarak hayata giriş yaparken insancıl bir doktor tarafından boğulmalıydı …Tek istediği diri diri gömülmemek.”

Nobel’in Patentini Aldığı Dinamitler

Büyük bölümünü hasta ve yalnız geçirdiği hayatı kimine göre bilmece olan Nobel de başına gelenleri ironik buluyordu. Kaynaklarda ‘bana  N/G1 (nitro-gliserin) reçete edilmesi hayatın ironisi değil mi?’ dediği yer alıyor. Yine Nobel’in ‘mutluluk tek gerçek zenginliktir, adalet sadece hayal gücünde bulunur, saygı duyulmak için saygıya layık olmak yeterli degil’ gibi sözleri belki de bu bilmece hayatın duygu dünyasını aralıyor.

Kral da istemedi

Vasiyete servetin neredeyse tamamından mahrum kalan bazı mirasçılar karşı çıktı,  iptaline uğraştı.  İsveç Kralı ise ödülün İskandinavlar dışında da verilmesini hayırseverlikle bağdaştırmadı, karşı çıktı.

Yasal sorunların çözülmesi 5 yılı buldu.

Aslında vasiyet yasal bir belge olarak eksiklik doluydu. Hayata geçmesini mucize olarak görenler vardı. Nobel Vakfı kuruldu. Dünya’nın ilk uluslararası ödülü böylece ortaya çıkmış oldu.

Serveti insanlığın oldu

‘İnsanlığa zarar verdiği hissiyle’ insanlığa büyük bir miras bırakan Nobel’in servetinin günümüz rakamıyla 265 milyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.

İlki 1901’de vasiyet uyarınca 5 dalda verilen Nobel Ödülleri’ne sonradan ekonomi kategorisi  de eklendi. Kazananlara ödül olarak ‘sanat şaheseri’ diye nitelenen birer diploma, 240 gramlık birer altın madalyanın yanı sıra kategori başına birer milyon dolar civarında para veriliyor. İlk yıllarda bu para normal bir işçinin 100 yıllık ücretine denkti.

Alfred Nobel böylece her yıl bilim ve barışı teşvik ediyor, kazananların saygınlığını artırıyor. Nobel soyadı da artık barış ve saygınlıkla anılıyor.

Meraklısı için: Bu yılın Nobel Ödülleri sahiplerine 10 Aralık’ta dağıtılacak

Zeynep Nurten UZER/Gazeteci-Yazar

Zeynep Nurten UZER/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 15 Ekim 2023

Yazarın Tüm Yazıları