HALK DESTEĞİ…

0

HALK DESTEĞİ…

Ülkelerin yönetim biçimini belirleyen anayasaların geçmişi epeyce eskidir.
Büyük özgürlük fermanı anlamına da gelen Magna Carta orta çağın en önemli hukuk belgesidir ve tüm anayasaların referansıdır.

Magna Carta’dan 661 yıl sonra ilan edilen 1876 Anayasası Osmanlının ilk ve son Anayasasıdır.
Hazırlayıcısı olan Mithatpaşa önce sürgüne gönderilmiş, sora öldürülmüştür.

Anayasalar arkalarındaki halk desteği ile yaşarlar. Bu nedenle 1876 Anayasasının ömrü de çok kısa olmuş, 1878 tarihinde II. Abdülhamit tarafından askıya alınmıştır.

Bir ülkenin siyasal, sosyal, ekonomik yapısı veya yönetim düzeninin değiştirilmesi için mutlaka halkın katılımı ve desteğine ihtiyaç vardır.
Halkın desteğinden yoksun hiçbir hareket uzun ömürlü olamaz.
Jön Türkler hareketinin arkasında da halk desteği yoktur.
Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının tek nedeni arkasındaki halk desteğidir.
İslam aleminde seçimle yönetime gelen ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’dir.
Ve bu göreve meclisin ve elbette halkın desteği ile dört kez seçilmiştir.

1946 seçimleri çok partili ilk seçimlerimizdir.
Açık oy gizli sayım tercih edilmiş, bu nedenle bu seçimler şaibeli olarak nitelenmiştir.
CHP için çanlar çalmaya başlamıştır.
Bu yıllar halk desteğinin azaldığı yıllardır.

1950 seçimlerine katılım oranı %89 olmuş, beyaz ihtilal olarak değerlendirilmiştir.
416 milletvekili ile meclisin %85’i Demokrat Parti’ye geçmiştir.
Halk desteğinin yanında Mehmet Ali Aybar, Halide Edip Adıvar, Nadir Nadi gibi aydınlar Demokrat Parti listelerinden bağımsız adaylar olmuşlardır.
Halk desteğini alındığı bu dönem DP’nin altın yıllarının başlangıcıdır.
Liberal bir sosyo-ekonomik yapının doğmasının temelleri atılmıştır.
Özel sektöre öncülük verme dönemi başlamıştır. Bu ülke tarihinin en önemli değişimidir.
Tarımsal krediler artmış, makineleşme ile modern tarıma geçilerek köylü sınıfının desteği alınmıştır.
Marshall yardımları ile tanışan ülkede Amerika sempatisi giderek artmıştır.
1952 yılında NATO’ya girilerek ABD ile olan ilişkiler askeri boyutta da genişletilmiştir.
Bu yıllar halk desteğinin arttığı yıllardır.

1954 seçimlerinde de DP oyların %58’ini almasına rağmen meclisin %92’sine sahip olmuş, 503 milletvekili çıkarmıştır. DP başarılı gibi gözükse de güç zehirlenmesinin başladığı dönemdir.

Atmış yaşını doldurmuş yargıçları da kapsayan kamu görevlileri görevden alınmıştır.
Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay üyelerinin emeklilik yaşları indirilerek emekli olmaları sağlanmıştır.
Tamamen düzmece bir şekilde Selanik’teki Atatürk’ün evine bomba atıldığı haberi yayılmış, olaylar hükümetin kontrolünden çıkarak, sonuçları ve etkileri itibariyle çok dramatik durumlar yaşanmıştır.
Bedeli maddi ve manevi olarak ülkeyi çok zor durumda bırakmıştır. Acıları hala hafızalarımızdadır.
Bu yıllar halk desteğinin giderek azaldığı yıllardır.

Dördüncü genel seçim olan 1957 Seçimleri’nde ilk defa muhalefetin oyları DP oylarını geçmiştir.
DP bu seçimde oyların %48’ini almasına rağmen mecliste 424 milletvekiline sahip olacak, çoğunluk oylarını alamamasına rağmen ülkeyi yönetecekti.

Güce bağımlılık artmış, içinde sevgi, hoşgörü ve tahammül etmeyi barındırmayan güç, tehlikeli bir hal almıştır. İnönü saldırıya uğramış, Kayseri ziyareti engellenmiş ve sıkıyönetim ilan edilmiştir.

Bu süreçte yatırımlar durmuş, üretim azalmasıyla işsizlik artmış, önemli tüketim malları karaborsaya düşmüştür. Devlet tümüyle bir parti devleti işlevini görmeye başlamıştır.

Yasaklar, keyfi tutuklamalar, her türlü aşağılamalar devam ederken inançların istismarı artık halkta karşılığını bulmamaya başlamıştır. Halktan gelen mesajlar karşılığını bulmamıştır.
Bu yıllar halkın desteğini çektiği yıllardır.

Tarih, kendisinden dersler alınmadığı için hep tekerrür ediyor.
Ülkemin bir dönemini eksikleriyle bir makaleye sığdırmaya çalıştım.

Günümüze ne kadar benziyor;
Ekonomik çöküş,
Parti devleti,
Din istismarı,
Kayırmacılık,
Tahammülsüzlük,
Kumpas,
Güçlünün hukuku,
Adaletsizlik,
Aşağılama,
Ve kibir,

Halk desteği giderek azalıyor, ben farkındayım ve sonuçlarını tahmin edebiliyorum.
Kutsal din istismarı ve  anlaşılmaz söylemler artık halkta karşılığını bulmuyor.

Halka halkın diliyle söyleyemeyenler  istediklerini bir türlü anlatamadılar.
Çünkü başka hesapları vardı.
Bugün biraz farklı, halk dili zor değil. Gören, yaşayan ve geleceği okuyabilen herkes konuşabilir, aktarabilir.
Yeter ki erdem yok olmasın!
Çok şükür bugün umutlanmamızı gerektiren epeyce şey var…

Saygı sevgi ve inançla,

Kemal YALNIZ/İktisatçı

Kemal YALNIZ/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

Yazarın Tüm Yazıları

www.kentekrani.com 29 Nisan 2023

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here