Sinemama

0

28Biz de öyle dedik ve sorduk;
-Selma sen Sinema ve Yemek mi dedin?
-Evet ya; dedi ve anlattı…
Bir de, Paneer Kofta adlı bir Hint yemeği tarifi verince tamamen ikna olduk ?

Sinemama

Yemek ve sinema hayatımın en büyük tutkusu. Annemin mutfağında filizlenen aşcılık hikayem, yaz tatillerinde açık hava sinemaların da izlediğim filmlerle başlayan sinema tutkum ‘Sinemama‘ da hayat buluyor. İzlediğim filmlerden cımbızlayarak seçtiğim yemekleri sizlerle bu köşede paylaşacağım.

Kaostan Doğan Umut ‘ Sefer Tası’

Sefer Tası (isim) ;Türk Dil Kurumu verileri diyor ki; ‘’Yemek taşımakta kullanılan ve birbiri üzerine konulup bir sapa geçirilen kaplar veya bunlardan her birine verilen ad’dır’’. Sefer kelimesi Arapçadan dilimize geçmiştir. Yolculuk, savaşa gitmek manalarının yanı sıra; kez, defa, kere anlamına da gelmektedir. Tas kelimesi de Arapça kökenlidir ve dilimizde hem isim, hem sıfat olarak kullanılmaktadır.

Lokantaların az, paket servislerin neredeyse hiç olmadığı dönemlerde, çalışanların öğle yemeklerini sefer taslarında iş yerlerine götürmeleri adettendi. Benim çocukluğumda annem ve babam büyük bir fabrika da çalışıyordu; ancak işverenleri işçilerin yemeklerini sağladığı için onların sefertası ile bir ilişkisi yoktu. Fakat mahallemizde işlerine sefer tası ile gidip gelenler olduğunu hatırlıyorum. Pandemi ile birlikte değişen hayatlarımızda, mağazaların raflarında sefer taslarının tekrar yer bulması beni o yıllara götürüyor ve o güzel, naif günleri hatırlıyorum.

En çok neyi merak ediyorum biliyor musunuz? Benim kuşağım, okula beslenme çantası ile giderdi, tıpkı işlerine sefer tası ile giden çalışanlar gibi. Bazı günler annenizin hazırladığı atıştırmalıklar sizi şımartır, bazen de utanıp sıkılmanıza sebep olabilirdi. Sosyoekonomik durumunuz beslenme çantanızda ki atıştırmalıklarla ölçülebilirdi. Bu konu ayrı bir yazı konusu olacak kadar derin, dilerseniz konuyu fazla uzatmadan, ben odağıma döneyim.


Peki sefer tasından neden mi bahsettim? Çünkü bu haftaki filmimizin adı ‘Sefer Tası’ (The Lunchox, 2013). Filmi ilk olarak 2015 yılında izlemiş ve çok etkilenmiştim. Geçtiğimiz hafta televizyonda filme rast geldiğimde çok sevindim ve bu sefer emekli aşçı olan annemle birlikte izledim. Filmi izlerken Türk ve Hint mutfağının karşılaştırmalarını yaptık. Her yazımda yaptığım gibi, bu filmden de bir yemek seçip tarifini sizlerle paylaşmak istedim, fakat o kadar çok yemek vardı ki, süratle hepsinin notlarını aldım. Sonra annemle birlikte bir seçim yaptık ve hemen pişirmeye koyulduk. Sonuç ziyadesiyle bizi memnun ettiği için, tarifini de gönül rahatlığıyla sizlerle paylaşmaya karar verdim.

Gelin şimdi bizi bu kadar etkileyen filme geçelim; Mutsuz evliliğini kurtarmaya çalışan İla isimli genç kadının kocasına özene, bezene öğle yemeği, sefertaslarının karıştırılmasından dolayı yanlışlıkla memur Saajan’a ulaşır. Saajan emekli olmak için gün sayan, sessiz sakin, kendi halinde bir banka memurudur. İla ve Saajan bu karışıklığı fark ettiklerinde sefer tasları aracılığı ile birbirlerine notlar yazmaya başlarlar. Yüz yüze hiç görüşmeden, sadece yazdıkları notlarla haberleşen bu iki insan birbirlerinin umudu olabilecekler mi, bunun cevabını filmde bulacaksınız.

Yeri gelmişken birkaç bilgiyi de paylaşmadan geçmeyeyim; Hint film endüstrisinin merkezi 23 milyona yakın nüfusu ile Hindistan’ın en kalabalık şehri olan Mumbai’dir. Eski adı Bombay’ olan şehirde film sektörü hızla gelişirken, Hollywood’a selam olsun diyerek bizde ki ‘Yeşilçam’ ifadesi gibi, Hint film sektörü ‘Bollywood’ olarak anılmaya başlanmıştır.
Bir diğer bilgi ise Hintlilerin gurur duyduğu sefer tası taşıma işi ile ilgili.

Harvard Üniversitesinde araştırma konusu olan ‘Dabbawala System’ adını verdikleri, sefer tası taşıma sistemi 1800’lü yıların sonunda ticaret hayatının hareketlenmeye başladığı Mumbai’de kurulmuş, günümüze kadar saat gibi işlemiş ve hala da işlemeye devam etmektedir. Günlük yaklaşık 130 bin adet sefertası her gün binlerce ev kadını ve yemek şirketi tarafından hazırlanır ve 120 yıldır geleneksel olarak devam eden mucizevî sayılabilecek bir sistemle işyerlerine dağıtılır ve akşamüstleri de yine aynı şekilde toplanır.
Son olarak yemek tarifimi paylaşmadan önce 2020 yılında kaybettiğimiz, Hindistan’ın gelmiş geçmiş en iyi aktörlerinden, başrol oyuncusu İrffan Khan’dan bahsetmezsem yazım eksik kalmış olur. Ünü ülke sınırlarını aşan, İngiliz ve Hollywood sinemasında pek çok kaliteli filmde yer alan Irrfan Khan, 1967 yılında Jaipur’da dünyaya gelmiştir. 1988 yılında ‘Selam Bombay’ filmi ile başladığı kariyerinde Slumdog Millionaire, Pi’nin Hayatı, Jurassic World gibi efsane filmler yer almaktadır.
Khan’ın bir röportajında; Christopher Nolan’ın çektiği Yıldızlararası (Interstellar 2014) filminin çekimlerinin Sefer Tası’nın çekimleri ile aynı tarihe denk gelmesinden dolayı kendisine teklif edilen rolü reddetmek zorunda kalmasının en büyük pişmanlıklarından biri olduğunu okumuştum.
Ve şimdi birbirinden lezzetli, bol baharatlı Hint yemeklerinin arasından güçlükle seçtiğim;
Paneer Kofta yemeğinin tarifine geçiyorum.

Paneer Kofta (Peynir Köftesi)

2 Kişilik
Malzemeler.
Köfte İçin;
200 gr Lor Peyniri
100 gr Haşlanmış Patates (2 orta boy patates)
1 Fincan Un
1 Su Bardağı Haşlanmış Bezelye
1 Çay Kaşığı Toz Biber
2 Çay Kaşığı Mısır Nişastası
½ Çay Kaşığı Rezene Tohumu
½ Çay Kaşığı Toz Şeker
1 Tatlı Kaşığı İnce Kıyılmış Kaju
½ Çay Kaşığı Garam Masala (Acılı Baharat Karışımı)
Tuz ve karabiber
Kızartmak için: Sıvıyağ

Sos İçin:
2 Çorba Kaşığı Zeytinyağı
1 Tatlı Kaşığı Taze Kıyılmış Zencefil
4 Diş İnce Kıyılmış Sarımsak
2 Adet Orta Büyüklükte Soğan
2 adet Domates (Kabukları Soyulmuş)
1 Çay Bardağı Kaju
1 Paket Krema
1 Çay Kaşığı Garam Masala
1 Çay Kaşığı Toz Biber
1 Tatlı Kaşığı Çemen
1 Çorba Kaşığı Tereyağı

Yapılışı:
Haşlanmış patatesleri bir çatal yardımıyla ezin, un, lor peynirini ekleyin. Bezelye hariç tüm malzemeleri de ekleyerek köfteyi yoğurun. Hazırladığınız köfte hamurunu 4-5 dakika dinlendirin. Köftelerinin içine ben bu tarifte bezelyeyi koymayı tercih ettim, sizler et, tavuk ya da farklı sebzelerle de deneyebilirsiniz. Köfte hamurunuz yeterince dinlendikten sonra dört eşit parçaya ayırın. Her bir bezeyi el yardımıyla yassılaştırarak avucunuza yerleştirin, bir tatlı kaşığının aldığı kadar bezelyeyi hamurun ortasına koyara kapatıp yuvarlak bir top haline getirin (bizim içli köfte gibi). Daha sonra bol kızgın yağda, altın rengi alıncaya kadar her tarafını kızartın. Kızartma işleminiz bitince, bir havlu kâğıdın üstüne alın ve sosunu yapmaya başlayın.
Sos tencerenize zeytinyağınızı koyun, önce ince kıyılmış soğanı, karamelize oluncaya kadar kavurun, baharatlarınızı ekleyin. İnce doğranmış domatesleri ekleyin ve çok pişirmeden sarımsak ve zencefili ekleyin. Sosunuz yavaş yavaş kendini göstermeye başladı, kaju ve çemeni de ekleyerek tüm malzemelerin birbirine geçmesini sağlayın. Kremanın tamamını sosunuzun içine boşaltın karıştırıp kısık ateşte yaklaşık 20 dk pişirin, ardından kızartmış olduğunuz peynir köftelerini ve tereyağınızı sos tencerenizin içine alın ve yaklaşık 10 dakika tencereniz kapağını kapatmadan pişirin. Son olarak eklediğiniz tereyağının yemeğinizin lezzetini nasıl arttırdığına inanamayacaksınız. Servis yapmadan önce dilerseniz taze kişniş ya da maydanoz ile süsleyerek servis edebilirsiniz.
Patatesin bu halini biz ailecek çok sevdik, eminiz sizlerde çok beğeneceksiniz.
Tarifte geçen Garam Masala bir baharat karışımıdır ve hazır olarak zincir marketlerde bulmak mümkün.

 

Afiyet olsun, iyi seyirler.

Selma SÖNMEZ/Araştırmacı

 

Selma SÖNMEZ/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 23 Temmuz 2021

Video Editing: Nurullah KADİRİOĞLU

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here