Gelişmiş ülkelerin tüm kurumları ve üniversitelerinin son yıllarda en çok kafa patlattıkları sorundur küresel ısınma ve de iklim değişikliği. Dev sinema endüstrisi böyle durumlarda fırsatı kaçırmaz elbette. İnsan evladının vatanı mavi gezegene ettiği eziyeti filmlerle anlatır durur.
İnsanlar felaket ve afetleri görür, duyar ve bazıları iliğine kadar yaşar, aradan çok değil, az bir zaman geçer unutuverir. Bilinçaltı kötü günlerin habercilerini hiç sevmez.
İklim Yasası’ndan bile rant hesapları yapılan ülkemizde de küresel ısınma gibi yaşamsal bir sorunu siyasi partilerin, işveren ve işçi sendikalarının, sivil toplum örgütlerinin, medyanın yeterince gündeme getirdiği söylenemez.
İşte yaşadığımız son orman yangınları… Zaten bakımsız olan yani tabanı yeterince temizlenemeyen orman alanları, insan hatasıyla adeta cehenneme dönüyor. Enerji nakil hatlarının zayıflığı, bir cam parçası; sıcaklığın 50 dereceyi bulduğu ortamda küresel ısınmanın kibriti oluyor.
Türkiye küresel ısınmayı ve iklim değişikliğini hissedecek bir coğrafyanın tam ortasında yer alıyor. Ve bu durum yıllar öncesinden belliydi. 40 yıl önce Profesör Kriton Curi le yaptığım röportajda İlk kez o zaman duydum bu küresel ısınma lafını… Kriton hoca bu dünyadan göçtü gitti, küresel ısınmanın son 30 yılda kat ettiği mesafe ortada.
TÜRKİYE HAZIR DEĞİL…
Şu orman yangınları havadan müdahalenin önemini bir kez daha ortaya koydu. Türk Hava Kurumu’nun filosunu yok eden zihniyet, yangında hava gücünü hafife alınca, afetlerin boyutları büyüdü. Karadan müdahale ekiplerinin yetersizliği ve tatbikat eksikliği de gün gibi ortada. Yani orman yangınlarına müdahalede de sınıfta kaldık.
Küresel ısınmanın Türkiye’yi çok yönlü ve giderek artan şiddette etkilediğini unutmamız lazım. Dünyada son 50 yılda sıcaklık bir buçuk dereceden fazla arttı. Türkiye ortalaması küresel ortalamanın üzerinde.
Kuraklık özellikle İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde tarımı ve su kaynaklarını tehdit ediyor. Barajlardaki su seviyeleri kritik düşüşler gösteriyor. Akarsu debileri ve yeraltı suları azalıyor. Konya Ovası’nda yeraltı suyu seviyesi 15-20 metre düştü.
Ülke toprakların yüzde 60’ından fazlası çölleşme riski altında Yangın sezonu uzadı ve daha yıkıcı hale geldi. 2021’de Antalya-Muğla’da 200.000 hektardan fazla orman alanı kül oldu. Bu konuda hazırlanan raporlara yerimiz yetmez, bizim devlet erkanı ise bunlara gözünü kapamış, betona sarılmış… Şimdi en büyük hedefleri Trakya ve İstanbul’un sonunu getirecek Kanal İstanbul projesi…
Cengiz ERDİL

















