‘Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında’ ; tam da burada, Karışık Kaset’te…

0
Karışık Kaset
‘Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında’; tam da burada, Karışık Kaset’te…
Şair Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dizelerinden esinlenerek, zamanı geriye sarmak niyetindeyim. Özlediğimiz her şey gün geçtikçe artıyor. Çünkü hiçbir şey eskisi gibi değil. O günleri de adapte etmek zor elbet. Ama hatırlamak da hatırlanmak da güzel.
Hazır mısınız? Haydi başlayalım
(Bu köşe yazımda seçtiğim iki şarkının da bir yerde ortak bir özelliği olacaktır. Okuyunca anlayacaksınızdır.)
İronilerle dolu bir şarkı ve hikâyesi var öncelikle sizlerle paylaşmak istediğim. Aslında daha çok şarkının oluşum aşaması dikkatleri çekiyor. Yıl 1995 ve bir miktar aranın ardından Kurtlan Ekspres’in Barış Manço ile stüdyoya girdiği dönem. ‘Müsaadenizle Çocuklar’ dediği albüm…
İşte ironi burada başlıyor: Şarkıda, eleştirdiği dönemi ve dönemin isimleriyle birlikte yer alması.
O dönem müzik dünyasına yeni giren pop sanatçılarla birlikte söylediği ve bu akımı eleştiren ‘Müsaadenizle Çocuklar’ adlı efsanevi parçayı hatırlayalım;

Barış Manço yaptığı şarkı ile eleştirileri başlatırken, 2000li yıllara yaklaşırken müziğin kalitesinin nispeten azaldığı, özel televizyonların arttığı, reyting kavramının ortaya çıktığı zamanlara değiniyor.
Verdiği bir röportajda da şöyle ifade ediyor: (yeni dönemin isimlerine sesleniyor) ee izin verin de biz de şarkı söyleyelim. Zaten şarkının sözünde de ‘Eh Barış abi aşk olsun’ diyorlar. Yani sahne senin abi birlikte söyleyelim gibi bir anlam taşıyor”
Öyle ya da böyle şarkı keyifli, o dönem çok sevdiğimiz isimleri bir arada görmek de keyifliydi. Bu şarkının piyasaya çıktığı zamanlarda mezuniyet zamanlarımdan biriydi, bu klibi canlandırmıştık. Of Aman Nalan’ı (ki çok severim ) ben canlandırmıştım.
☺
Şarkıyı canlı yorumlamıştık.
Sahneye çıkıp bunu canlandırmak heyecanlıydı. Söyleyeceğim söz şuydu: “Deli gibi seviyorum ölümüne sev beni” heyecandan karıştıranlar arasındaydım. O dönemlerde meşhurdu yeni çıkan ve sevilen isimlerin taklitlerini yapmak hatta onlar gibi görünmek. Hey gidi günler.
☺Öte yandan bu şarkı bazı kimselerce uğursuz geldiğine inanıldı. Bu çalışmada yer alan birden fazla ismi maalesef zamansız kaybetmiştik. Sonra da Barış abi…
Bazı isimler vardı ki aslında (erken yitirmeseydik) müzik piyasasında daha etkili olabilecek ve hatta yönünü daha iyi yerlere taşıyabilecek niteliğe sahip olacaktı. Kerim Tekin o isimlerden biriydi. Karagözlüm adlı şarkıyla tanıdık duygulandık, sonra Cicibaba adlı şarkıyla ve sevimli halleriyle dinleyiciyi yakaladı. Kimler yoktu ki albümde; Kenan Doğulu, Zeynep Talu, Şehrazat, Ahmet Kaya, Febyo Taşel, Garo Mafyan, Ozan Çolakoğlu ve Ozan Doğulu.
Başarısı hızla artıyordu derken ikinci albüm çıktı: Haykırsam Dünyaya. İlk albümden daha farklıydı artık kısa saçlar uzamış, hafif kirli sakal, küpesi ve giyimiyle daha bir jön olmuştu o dönem dinleyenlerinin gözünde. Dünyaya adeta haykırıyordu, Kar beyazdır ölüm derken…

Bazı şarkılar sadece ilk dinlediğimiz kişilere çok yakışır. Yani o şarkıyı ondan başkası da söylemesin deriz. İşte bu da öyle. Şarkı aslında Tayfun Duygulu’ya ait.  Tayfun, parçanın hikâyesini yıllar sonra şöyle anlatacaktı: “Ben bu parçayı ilk önce Nilüfer için yapmıştım. Ben bu eserin Nilüferin çıkış parçası olarak vereceğimden Kayahan ile aramızda bir küs durum oluştu. Ancak Nilüfer çalışmasını tamamladığı ve kendi eserlerine yer verdiği için bu şarkı kasetinde yer alamamıştı. Sözü ve bestesi bana aittir bu parçanın.
Rahmetli Kerim Tekin benden 3 parça almıştı. Bir akşam evde otururken Kerim balkona çıktı. Evde bulunan diğer arkadaşlarım hadi çal filan diye ısrar ettiler. Ben yok filan demeye kalmadan şarkıyı çalmaya ve mırıldanmaya başlayınca melodiyi duyan Rahmetli Kerim Tekin, ‘Ağabey bu parça benim’ diye içeri girdi hemen. Ben de Nilüfer okumayacağı için kendimin okuyacağını söyledim. Ancak Kerim çok ısrar etti. Kerim Tekin parçayı okudu ve o akşamki ev ziyaretinde Kar Beyazdır ölüm Kerim Tekin’in oldu”.
Gençliğinin baharı yani 23 yaşındayken talihsiz bir trafik kazası sonucu kaybetmiştik. Ne acı… çok üzülmüştüm her hayranı gibi. Oturup ağladığımı hatırlıyorum ve ne zaman dinlesem sesini ve şarkılarını hala içim bir garip olur. Yaşasaydı eminim çok iyi yerlere gelirdi ve her kuşaktan dinleyiciyi rahatlıkla yakalardı.
Sevgili okuyucu, her zaman olduğu gibi bu yazımın da sonuna gelirken, zamanda yaptığımız nostalji yolcuğumuza her Çarşamba ve Perşembe ‘Karışık Kaset’ in sesli haliyle yani radyodan devam ediyoruz.
CRI Türk Fm’de sizlerle buluşmaya devam ediyorum. Sakın kaçırmayın.
Tuğba SARAÇLAR/Radyo Programcısı

Tuğba SARAÇLAR/kentekrani

Youtube Kanalına Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 18 Ekim 2021

 

Yazarın Tüm Yazıları

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here