Mehmet TIĞLI ‘ÜLKEMİZDE BAĞIMSIZ FİLM ÇEKMENİN ZORLUKLARI’

0

Mehmet TIĞLI/Yönetmen

ÜLKEMİZDE BAĞIMSIZ FİLM ÇEKMENİN ZORLUKLARI

Neden bağımsız sinema diyoruz? En başta söylemek gerekirse, arkasında kamu ya da özel sektör kuruluşları yok. Aynı zamanda reklam gelirleri de yok. Ne kadar iyi bir film olursa olsun bilhassa şu pandemi döneminde gösterim şansı hiç yok. Tek tesellisi uluslararası festivallerden gelebilecek başarıları ve bazı VOD kanallarda gösterilebilme şansı o kadar. İşin manevi boyutu değerli olan. Kendi başına eli yüzü düzgün bir iş çıkarabilmenin hazzı işte para ile de satın alınamayacak bir duygu. Birçok mecrada haber niteliği bile olamasa da küresel izleyiciye bir şekilde temas edebilmenin mutluluğu.  Peki bu mutluluğu yakalayabilmek kolay mı ülkemizde? Maalesef hiç de kolay değil. Çünkü bir bağımsız filmi hayata geçirebilmek beraberinde sorunları da getiriyor.

“…Yoksa dilenci muamelesi görebilirsiniz. Bu ülkede sanat için para istemek dilencilikle eşdeğer tutuluyor maalesef.”

En önemli sorun ne diye soracak olsanız yanıt çok basit: Finansman

Yani filmi hayata geçirebilmek için gereken, parasal ya da ayni kaynaklar. Bağımsız bir filmin kamudan destek alabilmesi kadar özel sektörden de kaynak edinebilmesi çok güç. Kitlesel fonlamaya başvursanız da takipçilerinizin gerçekten projeye inanması, cimri ve adam sendeci bir zihniyette olmaması şart. Yoksa dilenci muamelesi görebilirsiniz. Bu ülkede sanat için para istemek dilencilikle eşdeğer tutuluyor maalesef. Sponsor buldunuz diyelim. Bu sefer de sponsor firmalar hiçbir özelliği olmayan ya da filminizle alakasız ürünlerini filmin içinde izleyicinin gözüne sokma telaşında. Yani karşılıksız sanata destek diye bir olay pek yok ülkemizde. Anlayacağınız menfaatler sanatı dövüyor.

Bağımsız film çekmenin bundan sonraki zorlukları daha masa başında başlıyor. Hemen hemen her yaratıcı kişiyi zora sokan bir engel, yaşanılan ülkedeki toplumsal olgulardan kaynaklanan oto-sansür elbette. Nereye kadar bağımsızsınız? Filmdeki bir replik, bir görüntü ya da bir karakter, acaba meslek grupları dahil birçok insanı rahatsız eder mi korkusu. Bu engeli de aştık diyelim. Sonrasında da prodüksiyon öncesi engellerle boğuşacaksınız. Parkı, bahçesi, zabıtası, diğer kamu izinleri vesaire tek tek elinizde belgesi zorunlu olan çekim izinleri. Evinizin bir odasında bile film çektiğiniz takdirde belediyelere ödemeniz gereken encümen kararına dayalı harçlar. Şayet kollarınız uzunsa ya da paranız da varsa bu engeli aşarsınız. Ama yoksa yandınız.

Diğer bir engel çekim öncesi tüm teknik teçhizatın dolara endeksli olarak temin edilmesinin garipliği. Tedarikçisi tarafından 10 yıl önce satın alınan bir kameranın kur artışı bahane edilerek size yüksek fiyata kiraya verilmesi gibi. Ses, ışık, efekt vb. alanda böyle bir sistem kurulmuş ne yazık ki. E tabi pazarlık kabiliyetiniz varsa ve bu taraflarla iyi ilişkiler geliştirdiyseniz bu engeli bir nebze bertaraf edebilmeniz mümkün. Filmde kullanılacak dekor, kostüm, obje vb. unsurları temin etmek ayrı bir beceri gerektiriyor. Sanat yönetmenleriniz ne kadar iyi olursa olsun hele bir de dönem filmi çekecekseniz o döneme ait şeyleri bulmakta zorluklarla karşılaşıyorlar. Bol bol eskici gezmeniz, sosyal medyadan duyuru yapmanız, bu tedarik edilmesi gereken şeyleri bulmanızı kolaylaştırabiliyor.

Bağımsız sinema yapacaksanız kast aşamasında medyatik isimler yerine Yeşilçam’ın usta isimleri ve tiyatro sanatçılarıyla çalışmak son derece mantıklı bir karar. Çok izlenen dizilerin ya da gişe filmlerinin popüler oyuncularına kıyasla daha keyifli çalışacağınız kesin. Gerçi bu dizilerin tüm oyuncularını da aynı kefeye koymamak, öncesinde bir araştırma yapmak da fayda sağlayabilir. Dizi oyuncularının oyunlarından ziyade güzellik ve yakışıklılıklarına odaklandığını söylemek gerçekten haksızlık olacaktır çünkü. Projenizin sanatsal gücüne inandıkları takdirde kaşelerinde indirime de gidebiliyorlar ayrıca.

Kast işlemini de yaptık diyelim prodüksiyon esnasında ne tür sürprizlerle karşılaşabilirsiniz. Sık sık yaşanılan teknik sorunlar: Jeneratörün yetersizliği, lojistik engeller, hava şartlarının değişimi, izin almanıza rağmen hoşgörü açısından sizi zorlayan komşular ve semt sakinleri, trafik gibi etmenlere bağlı yaşanabilecek gecikmeler, kent yaşamının deforme olmuş görüntüsü, ses kirliliği vs. çekimlerinizde bir takım aksamalara sebep olabilir. Bu tür engeller esnasında yapımcı ya da yönetmen olarak ekibi motive edebilmek sizin elinizde. Sakinlik ve doğru iletişim cümleleri kullanmak olumsuz etkileri azaltabiliyor.

Velhasıl bu ülkede bağımsız sinema yapma yolculuğu uzun ve zorlu…

İyi seyirler!

Mehmet TIĞLI/Yönetmen

MehmetTIĞLI/kentekrani

Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 9 Eylül 2020

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here