Zeynep Nurten UZER; 102 yıl önce;  29 Ekim

0

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu bir yönetim olan Cumhuriyeti kurmasının üzerinden 102 yıl geçti. Cumhuriyet ve demokrasi vazgeçilmez hedefiydi. 

Teokratik monarşinin hakim olduğu bir sistemden Atatürk’ün ‘En büyük eserim’ dediği Cumhuriyet’e uzanmak kolay olmadı.

İKİ HÜKÜMET

23 Nisan 1920’de o zamanki adıyla  Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla artık İstanbul ve Ankara’da iki ayrı hükümet vardı.

Bir yandan halkının da desteğiyle cephede savaşan milli mücadele kahramanları eşi benzeri görülmemiş bir özveriyle vatan topraklarını düşmandan temizlerken bir yandan Ankara merkezli yeni bir rejime hazırlanıyordu. 

Mustafa Kemal’in silah arkadaşları 
İstanbul’daki hükümetin meşruluğunu kaybettiği, yeni bir rejime ihtiyaç duyulduğunda birleşmekle birlikte Osmanlı Saltanatı ve Hilafetin kaldırılması söz konusu olduğunda ayrışıyordu.

Milli Mücadele’nin önde gelen isimleri olan Rauf Orbay, Refet Bele, Kazım Karabekir ve Ali Fuat Cebesoy dahi eleştiriler yapmıştı. 

Rauf Orbay ve Refet Bele hem saltanat, hem hilafete bağlıydı. 

Kazım Karabekir hiç olmazsa hilafetin kalması fikrindeydi. 

Düzenin ancak böyle sağlanabileceği görüşündeydiler.

SIRA CUMHURİYET’TE

Seçimlerin de yapıldığı 1923 yılına gelindiğinde saltanat kaldırılmıştı (1 Kasım 1922) ama en sancılı devrim olan halifeliğin kaldırılması henüz gerçekleşmemişti. Halifelik 3 Mart 1924’te kaldırılacaktı.

Mustafa Kemal’in aklında ise hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğu Cumhuriyet vardı.  Aslında daha öğrencilik yıllarında Namık Kemal, Ziya Paşa gibi Genç Osmanlıların fikirlerinden etkilenmişti, daha Erzurum Kongresi’nde ‘Açıkça söyleyeyim, şekl-i hükümet zamanı gelince olacaktır’ demişti.

YANKILANAN DEMEÇ-

Kurtuluş Savaşı’nın ardından 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaşması imzalanmasıyla Mustafa Kemal,  Viyana’da çıkan Wiener Neue Frei Prese adlı günlük gazeteye demeç vererek ilk kez ‘Cumhuriyet’ kelimesini geçirdi.  Bazıları dil sürçmesi sandı ama amacı tartışmaya açmaktı.  

Bu sırada Meclis’te sert tartışmalar vardı. Muhalefet, Lozan’da Hükümet’in yanlış politika izleyerek Musul ve Karaağaç’tan vazgeçti eleştirileri yapıyordu.  Kriz çıkınca Eylül 1923’te kurulan Fethi Okyar Hükümeti ekim ayında istifa etti.  

EFENDİLER YARIN…

Krizi fırsata çeviren Gazi Mustafa Kemal 28 Ekim akşamı,  İsmet İnönü, Fethi 

Okyar, Kazım Özalp, Kemalettin Sami Gökçen,  Halit Paşa, Rize Milletvekili Fuat Bey ve Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey’i Çankaya Köşkü’ne yemeğe davet ederek  “Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dedi. 

Davetliler o gün beklemedikleri bu açıklamaya şaşırdı.  Onlar yeni hükümetin oluşumuyla meşguldü. İsmet Paşa hariç diğerleri ayrıldı. İsmet Paşa bir süre daha Köşk’te kaldı, 1921 Anayasası’nda  (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) Cumhuriyet’in ilanı için yapılması gereken düzenlemeyi hazırladılar.

Ertesi gün 29 Ekim 1923 saat 10.00′ da hükümeti kuracak Halk Fırkası Grubu’nun toplantısı yapıldı ancak karara varılamayınca Mustafa Kemal Parti Meclisine davet edildi. Kürsüde konuşan Mustafa Kemal, meclisten bir saatlik süre isteyerek görüşmeler yaptı. 

Öğleden sonra saat 14.00’da toplanan parti grubunda konuşan Mustafa Kemal,  sorunun sistemden kaynaklandığını söyledi. İsmet İnönü de konuşma yaparak destekledi. 

1921 Anayasası’nda yapılacak değişiklik kabul edilerek Meclis’e sevk edildi.

TARİHİ OTURUM- 

TBMM saat 18.00’da toplandı. Anayasa’nın

(Teşilat-ı Esasiye Kanunu)  1, 2, 4,10,11,12. maddelerinde değişiklik yapıldı. 

Birinci maddede, Türkiye Devletinin hükümet şeklinin Cumhuriyet olduğu yazılıydı.

158 milletvekilinin oybirliğiyle saat 20.30’da Cumhuriyet ilan edildi.

15 dakika sonra da Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı seçildi. 

Mustafa Kemal teşekkür konuşmasında “Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır” dedi. 

Dua okunmasının ardından Meclis Muhafız Bölüğü’nden bir manga asker havaya üç kez ateş ederek Cumhuriyetin ilanı ve

Cumhurbaşkanı seçimini duyurdu.

 Birçok yerde 100 pare top atışı yapıldı.

SAAT 19.37-

TBMM Oturumundaki Encümeni Sözcüsü Celal Nuri İleri, ertesi gün İleri gazetesinde yayımladığı makalesinde

‘Birinci madde, Cumhuriyetle ilgili madde,  saat tam 19.37’de bir alkış yağmuru ile alkışlarla kabul edildi. Tarih yazarları bu dakikaları kaydetsinler” yazdı.

29 Ekim’de Ankara’da bulunmayan Kazım Karabekir,  Refet Bele ve Ali Fuat Cebesoy ve Rauf Orbay top seslerinden ya da sabah uyandıklarında Cumhuriyet ilanından haberdar olup şaşırdı. Görüşleri halkın hazır olmadığıydı.

Ancak halk hazırdı.

Cumhuriyetimiz 102. Yaşında.

Zeynep Nurten UZER