Antik DNA Analizleri ortaya koydu: Çatalhöyük, anaerkil bir toplumdu! Kadınlar ve kız çocukları, toplumun temel figürleriydi.

0

Çatalhöyük’te Kadın Merkezli Yaşama Dair Uygulamalar Keşfedildi

Yeni genom çalışması, Çatalhöyük’te kadınlara öncelik tanıyan ve topluluk temelli bir yaşam biçiminin izlerini ortaya çıkardı.

Neolitik döneme ait Anadolu yerleşimi Çatalhöyük üzerine yapılan yeni bir çalışma, burada yüzyıllar boyunca toplumsal kuralların nasıl değiştiğini ortaya koyuyor.

Çatalhöyük’te zamanla hane yapılarının biyolojik akrabalık bağlarından uzaklaşıp, daha ortaklaşa bir yaşam biçimine evrilmiş ve kadınlara erkeklere kıyasla öncelik tanıyan bazı uygulamalar sürdürülmüştü.

Science dergisinde yayımlanan çalışma, yerleşimde güçlü anne merkezli soyların varlığını ve yüzyıllar boyunca istikrarlı bir akrabalık modelini ortaya koyuyor.

Onlarca yıldır arkeologlar, evlerin birbirine bitişik ve çatıdan girişli olduğu, sokakların ya da açık alanların bulunmadığı Çatalhöyük’te sosyal organizasyonu anlamaya çalışıyor.

Yeni araştırmada uluslararası bir araştırma ekibi, yerleşimden çıkarılan insan kalıntılarından elde edilen mitokondriyal DNA (mtDNA) analiz edildi. Anne soylarını izlemekte özel öneme sahip olan mtDNA, yerleşimde anne akrabalığının düşünüldüğünden çok daha önemli olduğunu ortaya koydu.

Taş Devri dönemine ait mezarlardan elde edilen antik DNA örnekleri, yaklaşık 9 bin yıllık Çatalhöyük proto-şehrinin anaerkil bir toplum olup olmadığı konusunda yıllardır süren tartışmalara son noktayı koydu. Araştırma, uzmanların uzun süredir şüphelendiği durumu kesinleştirdi: Kadınlar ve kız çocukları, bu tarımsal toplumun temel figürleriydi.

Analiz sonuçları, aynı ev içinde defnedilen bireylerin çoğunlukla ortak bir anne atasını paylaştığını ortaya çıkardı. Bu bulgular, belirli hanelerde anne akrabalarının sürekli varlığının korunmasına büyük önem verildiğini gösteriyor. Ayrıca araştırma, Çatalhöyük’te yüzyıllar boyunca, yerleşimin farklı evrelerine rağmen akrabalık ilişkilerinin dikkat çekici biçimde sabit kaldığını ortaya koydu.

Araştırmanın bulguları, erken tarım toplumlarının karmaşıklığını ve sosyal düzeni sağlama biçimlerinin çeşitliliğini ortaya koyuyor. Çatalhöyük verileri, Neolitik yaşamın basit yorumlarının ötesine geçerek, antik insanların topluluk hayatlarının ve aile bağlarının ne kadar derin ve kalıcı olduğunu gösteriyor.

Ortaya konan bu yeni çalışma, geçmişteki toplumsal yapıların izlerinin günümüze kadar genetik kodlar aracılığıyla nasıl taşındığını anlamamız açısından benzersiz bir fırsat sunuyor.