Partnerinize asla söylememeniz gereken 9 şey

0

Partnerinize asla söylememeniz gereken 9 şey

Sağlıklı ve mutlu bir ilişkinin en temel unsurlarından biri güçlü iletişim fakat bu aynı zamanda epey çetrefilli bir konu. Mutlaka ‘bir arkadaşınızın’ başına gelmiştir: İnsan bazen bir tartışmanın hararetiyle saçmalayabiliyor ve sonradan pişman olacağı sözler sarf edebiliyor. Ancak düşünmeden söylenen bu sözler duyguları incitebileceği gibi güveni de zedeleyebiliyor.

Bir tartışma ne kadar alevlenirse alevlensin ve ilişkinin hangi aşamasında olursanız olun uzmanların (popüler ifadeyle) ‘toksik’ bulduğu bazı şeyler var. Peki neden bunları söylemekten kaçınmalıyız? Ve bunların yerine ne diyebiliriz? İşte terapistlere göre partnerinize asla söylememeniz gereken dokuz şey…

Yaklaşık 20 yıldır New York Times’ta çeşitli konuda makaleler kaleme alan Jancee Dunn’ın bu konuya ilgilisi bir terapist arkadaşının “Çiftlerin “Ben asla böyle bir şey söylemedim” demesini yasaklamak isterdim. Bu cümleyi neredeyse haftada bir duyuyorum” sözleriyle başlamış.

Tabii ki biri bunu söylediğinde, tüm seans genellikle kişinin ne söylediği veya söylemediği hakkında bir tartışmaya dönüşüyormuş.

Ayrıca bir de “Hayır, öyle olmadı” var. Oysa psikolog Lisa Marie Bobby (tabii eğer karşınızdaki sağlam bir manipülatör değilse) genellikle tartışmalarda birbirinden tamamen farklı ‘iki doğru taraf’ olduğunu söylüyor. Bobby, “Öyle olmadı gibi ifadeler kullandığımızda kendi bakış açımızın doğru olduğunu ve diğerinin perspektifine alan tanımadığımızı söylemiş oluruz. Ki bu son derece değersizleştirici bir tutum” diyor.

Karşılaştırma (sakın) yapmayın

“Keşke sen de _____ gibi olsaydın.” Gaines, partnerinizi başka biriyle kıyaslamanın ‘asla ve kat’a’ iyi bir fikir olmadığını söylüyor. “Örneğin ‘X eşiyle ayda üç defa dışarıda yemeğe çıkıyor’ gibi şeyler çok duyuyorum. Ana o farklı bir insan. Partneri de öyle” diyor.

Gaines, bu karşılaştırma oyununun kıskançlığa yol açabileceğini ve ‘bir ilişkide saygı ve özgüvenle ile ilgili pek çok sorun doğurabileceğini’ ifade ediyor. Uzmanlar partnerinizin ne istediğinizi bilmesini beklemek yerine taleplerinizi açık ve karşınızdakini suçlamadan ifade etmenizi öneriyor. “Artık hiç dışarıya çıkmıyoruz” yerine “Seninle dışarıya çıkıp vakit geçirmeyi özledim. Bu ay daha fazla plan yapalım” diyebilirsiniz.

Bir de “Bu diğer ilişkilerimde hiç sorun olmamıştı” var ki terapist Wonbin Jung bunu ‘sözlü bir bomba’ olarak nitelendiriyor. Bu ifadenin eşinizle aranızdaki inancı ve güveni imha ettiğini belirten Jung ekliyor: “Bu sözlerin karşı tarafa verdiği mesaj şu: İlişkide yaşadığımız sorun senden kaynaklanıyor.”

Gaines, “Başka insanları tartışmanın dışında tutun ve kendi ihtiyaçlarınız hakkında konuşmaya odaklanın. Bu zor olabilir ancak çok daha üretken bir çözüm biçimidir” diyor.

Konuyu saptırmayın

Northwestern Üniversitesi Aile Enstitüsü’nde psikolog ve aynı zamanda bir yazar Alexandra Solomon “Evet, ama…” sözlerine dikkat çekiyor. Örneğin “Buluşmaya geç kaldın” diyerek sizi merak ettiğini dile getiren partnerinize “Evet ama geçen hafta da sen geç kalmıştın” diye karşılık vermek buna bir örnek olabilir.

Solomon “Savunmaya geçmek yerine onun duygu ve düşüncelerini dikkate alın” diyor. Uzmanlara göre karşıdakine hak veriyormuş gibi görünüp cümleye ‘ama’ ile devam etmek ve konuyu saptırmak terapiye giden çiftlerde sık rastlanan bir durum.

Partnerinizin derdini küçümsemeyin

“Amma abarttın. Sence de biraz aşırı tepki göstermiyor musun?” Dr. Solomon, hiç kimsenin bir başkasının duygusal tepkisini belirleyemeyeceğini, hangi tepkinin uygun olduğuna tek bir kişinin karar veremeyeceğini söylüyor. Bu ifadenin genellikle kişinin üzerine düşen sorumluluğu bertaraf etmek için kullandığını da sözlerine ekliyor. Dr. Solomon bunun yerine partnerinize kulak vermenizi tavsiye ediyor.

“Sakin ol” da yerine göre ve dikkatli kullanmanız gereken şeylerden biri. Dr. Jung, partnerinizi sakin olmaya davet etmenin neredeyse her zaman ters teptiğine işaret ediyor. Ona göre bu yangına körükle gitmek gibi bir şey. Partnerinizin çok gergin veya endişeli olduğu durumlarda ona “Şu anda neye ihtiyacın var, yapabileceğim bir şey var mı?” diye sorabileceğinizi söylüyor. Belki yardıma veya sadece onu dinlemenize ve sarılmanıza ihtiyacı vardır.

“O kadar da büyük bir mesele değil.” Gaines, partnerinizin dert ettiği şeyin önemsiz olduğunu söylemenin küçümseyici ve yanlış bir tavır olduğunu belirtiyor. “Bir şeyin başkasına nasıl hissettirdiğini ölçemezsiniz. Elinizde bir referans çerçevesi yok. Ona siz karar veremezsiniz” diyor ve şöyle devam ediyor: “Bunun yerine herkesin farklı bakış açısına sahip olduğunu kabul edin. Ardından eşinizin bu konuya neden bu kadar önem verdiğini anlamaya ve ona destek olmaya çalışın.”

Match Group ve The League’de ilişki ve iletişim uzmanı olan Rachel DeAlto “Partnerinizin duygularını görmezden gelmek ve mantıksız olarak yaftalamak, bir sorunu sağlıklı bir şekilde çözmeyi neredeyse imkânsız bir hâle getirecektir” diyor.

“Birini sevdiğinizde ve onunla bağ kurduğunuzda yapmanız gereken şey onun farklı olduğu gerçeğine yer açmak” diyen Bobby ekliyor: “Partnerinizin sizin yaşamadığınız bir şeyi yaşıyor olması yanıldığı anlamına gelmez. Duygularının derinliğini görmezden gelerek duygusal bir bağı koparabilirsiniz.”

Genellemelerden kaçının

“Sen her zaman…” ve “Sen asla…” Washington’da bireyler ve çiftlerle çalışan bir terapist olan Kier Gaines, bu ifadelerin maksadını aşarak karşınızdaki kişinin sarf ettiği çabayı hiçe saydığını söylüyor. Bu gibi durumlarda partnerinizin kaçınılmaz olarak savunmaya geçebileceğini vurgulayan Gaines, “Yani artık sorun çözmeye yönelik bir konuşma yapmıyorsunuz. Tam anlamıyla tartışma moduna giriyorsunuz” diyor.

Geçmişe dalmak yerine, şimdiki zamanda kalmak için çaba gösterin. Gaines, “Geçmişe döndüğünüzde konuşma farklı bir şeye dönüşüyor. Mevcut soruna odaklanın” önerisinde bulunuyor. Örneğin, “Çocukların arkasını toplamaya yardım etmediğini görüyorum ve bu beni rahatsız ediyor” diyebilirsiniz.

Bobby’ye göre ise birinin karakteri hakkında genellemede bulmak kişiye kendini açıklamanın anlamsız olduğunu hissettiriyor ve aradaki bağı aşındırıyor. Ve bu bir ilişkiyi sahip olduğu en önemli oksijenden mahrum bırakarak sevginin büyümesini engelliyor.

Elbette bazı istisnalar var. Mesela “Sen her zaman beni gülümsetiyorsun” veya “Sen her zaman güzelsin/yakışıklısın” bakın bunlar OK.

Su Yazıcı, Mashable, New York Times, CNBC