Coşkun KARTAL; NOBEL İŞLERİ!             

0

ABD başkanlığına 2008 Kasım ayında seçilen ve 2009 Ocak ayında görevine başlayan ilk siyahi Başkan Barack Obama’ya aynı yıl Nobel Barış ödülü verilmişti.

Gerekçe, dünya barışı için çalışmaları ve nükleer silahlanmaya karşı tavırları gibi bir şeydi.

Bu ödül, dünyada “ nereden çıktı şimdi bu?” soruları arasında küresel bir şaşkınlığa yol açmıştı, hatırlıyorum!

Sayılan ödül gerekçelerinin hiç birinde somut bir adım sağlanmadığı halde Obama’ya verilen ödülün asıl nedeninin “yalakalık” olduğunu söyleyenler çoktu.

Tarihi boyunca dağıtılan ödüllerin bir çoğunun politik olarak tartışmalı olduğu bilinen Nobel’in bu kadar kolay verilmesi garipsenmişti.

Ancak, barış yanlısı bir çok çevrede ilk siyahi başkanı bununla yıpratmamak adına tepkiler fazla açığa çıkarılmamıştı.

Obama da, 1 milyon dolar civarında yüklü bir meblağ içeren ödülü “durun yahu, ben bu ödülü henüz hak etmedim ki” diye itiraz etmeden almıştı.

Tıpkı, bu yıl ABD ve İsrail “hayranı”, ödülü kazanır kazanmaz Trump’a ithaf eden  Venezuela’lı sözde muhalefet lideri gibi.

Oysa, Nobel tarihine baktığımızda, ödülü anında reddeden onurlu insanlar da görüyoruz.

Zaten, galiba bunlar yüzünden komitenin ödül vermeyi kararlaştırdığı kişilere önce “kabul eder misin? Reddedeceksin bizi hiç yorma!” diye sorup, sonucu ona göre açıklıyorlar.(Nobel edebiyat ödülünü verdikleri vakit Orhan Pamuk’a da kabul edip etmediğini  sormuşlar, evet dedikten sonra açıklama yapmışlardı.Hatta,nedense bu açıklamayı izleyen “bağzı” Avrupalı gazeteciler sonucu  coşkuyla alkışlayarak taraf olma tarihi yazmışlardı! Tam da Türkiye’de yazarın yakın olduğu  liberallerin, bir operasyon gazetesi çevresinde toplanarak darbeci Çete ile birlikte  Cumhuriyeti yerden yere vurdukları zamanlardı.)

Neyse, konumuza dönelim, Nobel edebiyat ödülünü varoluşçu Fransız düşünür  Jean Paul Sartre 1964’de reddetmişti. 

Sartre, red gerekçesini de , bu ödülü kabul etmesinin kendisini bir kurumun parçası haline getirebileceği olarak açıklıyordu.

Ödülü alırsa, yapıtlarında yazdıklarıyla ters düşeceği endişesini de taşıyordu. 

Ayrıca, Sartre’a göre böyle bir ödül, kendi felsefesinin temelini oluşturan , “özünde var oluş biçimini yaratması gereken insanın, başkasının seçimiyle var olamayacağı”  yolundaki ilkeye de ters düşüyordu.

Soğuk savaşın en azgın biçimde sürdüğü o yıllarda Sartre’ın sosyalist blok’a sempatisinden dolayı böyle davrandığı da konuşulmuştu.

Zira, Nobel ödüllerinin genelde batılı ya da sosyalist ülkelerdeki muhalifliği bilinen kişilere verildiği görüşü yaygındı.

Nobel tarihinde, bir de 1973 yılında reddedilen Nobel barış ödülü hadisesi vardı.

ABD’nin Vietnam’daki saldırıları en şiddetli dönemindeyken, 1973 yılında Paris’te barış anlaşması müzakereleri yapılmıştı.

Bu müzakerelerde Amerika’yı Dışişleri bakanı Henry Kissinger, Kuzey Vietnam’ı da Diplomat  Lê Đức Thọ temsil etmişti.

Nobel komitesi de, bu müzakerelerde barış için çaba gösterdikleri gerekçesiyle ödülü Kissinger ve Le Duc Tho’ya vermeyi kararlaştırmıştı.

Ancak Kissinger ödülü memnuniyetle alırken, Vietnamlı diplomat barışın hala sağlanamadığı ve üzerinde anlaşılan maddelerin dahi uygulanamadığını söyleyip ödülü reddetmişti. 

Şimdilerde Nobel barış ödülü, ABD’nin -muhtemelen durup dururken ödül verilen Obama’yı kıskanıp- konuyu ortaya atan Trump’ın kendisine verilmesini ima eden sözleriyle gündeme geldi.

Filistin ateşkesinde artık ödülü alacağı konusunda iyice umutlanan Trump, bu kez de hayaline ulaşamadı.

Nobel, Venezuela’nın ABD ve İsrail hayranı, ülkesinde iktidarı devirmek için İsrail’den asker yardımı umacak kadar ülkesine düşman,  aşırı sağcı sözde muhalefet lideri Marina Corina Machado’ya verildi.

Yani, Trump almasa da yabancıya gitmedi!

Ülkesinin tanımadığı İsrail’in soykırımını destekleyen, hatta iktidara gelirse Kudüs’te Venezuela büyükelçiliği açacağını söyleyen Machado, vakit geçirmeden ödülü Trump’a adadığını da söyledi.

Yani, Trump ve Netanyahu ile birbirini ağırlayan gruba Venezuela’lı  yancı, Nobel komitesi ile birlikte dahil oldu.

Böylece, dinamiti icat eden birinin adına verilen Nobel ödülünün politik iç yüzü de bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

Bizden de “biri”, -herhalde bilgisiz, ilgisiz, neyin ne olduğunun farkında olmayan  danışmanlarının marifetiyle- , hemen kutlama mesajı yayınladı.

Soykırımda katledilen Filistinli sivillerin ve çocukların kemikleri sızlamıştır!

 Coşkun KARTAL