James Madison ve Case Western Reserve Üniversitelerinden psikiyatristler, bir soruna etiket koymanın, semptomların daha kolay katlanılabilir olmasını sağlayacağını söylüyor. Uzmanlar bu olguya ‘Rumpelstiltskin Etkisi’ adını verdiler
Hastalar, ister otizm gibi nörogelişimsel bir rahatsızlık, isterse stres kaynaklı baş ağrısı gibi günlük bir rahatsızlık olsun, sonunda bir teşhis konduktan sonra genellikle bir rahatlama dalgası hissettiklerini anlattılar .
Avustralya’daki Bond Üniversitesi araştırmacılarının önderlik ettiği bir inceleme, hastalara klinik bir etiket vermenin genellikle rahatlama, onaylanma ve güçlenme getirdiğini buldu.
Ayrıca kendini suçlamayı azalttı ve bazı durumlarda ağrı yönetimini iyileştirdi.
Başka bir araştırmada, açıklanamayan semptomları olan hastaların, aile hekimleri tarafından net bir teşhis ve olumlu bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde, cevap alamayan hastalara göre iyileşme gösterdiği bulundu.
Uzmanlar, etiketlerin bazen damgalayıcı olabileceğini, ancak birçok insan için yaşadıklarını adlandırmanın bile belirsizliği ve beraberinde gelen acıyı ortadan kaldırmaya yardımcı olduğunu söylüyor.
İlginç bir şekilde, hastalar tedavi alıp almadıklarına bakılmaksızın semptomlarında iyileşmeler bildirdiler; bu da uzmanları, bir rahatsızlığın adının anılmasının bile önemli sağlık yararları sağladığına inanmaya yöneltti.
Çoğu durumda tanının ‘umut ve güvence’ sunduğunu, kişinin iyileşme beklentisini doğrulayan ‘hasta rolü’nü üstlenmesine olanak sağladığını eklediler.
Örneğin, bir kaygı bozukluğu tanısı, bir kişinin daha fazla kaçınma davranışında bulunmasına yol açabilir, bu da kişinin bunalmış hissedeceği yanılgısına düşmesine ve bu kaçınmanın da kalıcı kaygıya yol açan kısır bir döngü yaratmasına neden olabilir’ diye eklediler.
Bu teori, özellikle sözde ‘gizli’ DEHB (hiperaktivite) konusunda artan kendi kendine teşhis oranlarıyla birlikte ortaya çıktı.
Bazı bilim insanları, sosyal medyada çok sayıda paylaşım yapılmasının da etkisiyle yetişkinlerin dörtte birinin bu rahatsızlığa sahip olduğuna inandığını tahmin ediyor.
Ohio State Üniversitesi’nden psikolog Profesör Justin Barterian, “Sosyal medyada videolar izliyorsanız ve bu durum sizde bu bozukluğun kriterlerini barındırdığını düşündürüyorsa, bir psikolog, psikiyatrist veya hekimden değerlendirme alarak kontrol ettirmenizi öneririm.” dedi.

















