Füsun ALTINOK; Kediname 65 Kedisel Teknolojiler

0

Son depremde bir kez daha bir şeyler kafama dank etti. İstanbul dut ağacı gibi silkelenirken evimdeki tüylüler horul horul uyumaya devam ettiler. O sırada komşuların köpekleri en yüksek perdeden havlayarak ortalığı ayağa kaldırıyorlardı. Ben her zamanki gibi giriş katındaki evden meydanın ortasına ışınlanan ilk kişiydim. Semtin en cesur kadını olmasam da, en hızlısıydım.

Evimdeki pisicanlardan beklentim hepi topu bir sinyaldi. Bir miyav de, bir seslen, sallanacağız de, kaç de, değil mi? Gece yaşamından bitap düşmüş rakılı bünye örneği genel anestezide gibi uyumaları utanç vericiydi.

Bu ahali zaten evleri, bahçeleri koruyan mahluklar değildir. Etleri yenmez, kürkleri giyilmez, avcılıkları da ne kadar işe yararsa… canları isterse oyun oynarlar. Defi hacet edip size temizletirler. Siz onu eğitemeseniz de o sizi bir güzel eğitir. Kol ve bacaklarınızdaki tırnak izi desen çalışmalarından bellidir. Sinirlendim ya, tüm olumsuzluklarını sıralıyorum.

Tüm bunlara rağmen insanlarla kedilerin birlikte yaşamaları, hatta kafa kafaya verip ekip çalışması yapmalarının gizemi, insanlık tarihi kadar eski bir konu. Bunların fare, böcek yakalayıp getirmeleri gibi promosyonlarına karşılık, ölü fare, avlanmış kuşa acıyıp zalim avcının başını okşamayı ihmal etmeyiz.

Tüm bunlara rağmen ekonomik olarak bir pazar büyüyor. Maması, kumu derken artık bir de teknoloji işin içine girmiş durumda. Kedi için beslenme, bakım, eğlence konularında ciddi bir pazar var.

Ah Newton ah.

Bilim insanı Newton, ışıkla, prizma renkleriyle uğraşırken bu çalışmaları tüylü can yoldaşının hiç umurunda değildi. Kedisi Spinhead, dışarıda gezip tozduktan sonra evin ön kapısına geliyor ve kapıyı tırmalamaya başlıyordu. Adamcağız üniversitede vereceği dersleri için konsantre olmuşken kapı tırmalamaları artıyor, tüylü bir de desibeli yükselen miyavlamalarla ağlıyordu.
Bitmeyen bir döngüydü. Önce dışarı çıkmak için taciz ediyor, sonra dönüşte kapıyı aç tacizi başlıyordu.

İş bununla bitmedi. Tüylü hanım bu dışarı yaşamının sonunda doğasına uydu ve hamile kaldı. Akabinde dört yavru dünyaya getirdi. Bu ahalinin çocukları çabuk büyüyordu. Anne ve dört yavru günün çeşitli zamanlarında dışarı çıkmaya, sonra eve dönmeye başladılar.

Adam delleniyor.

Yıl 1667. Yer Cambridge Üniversitesi. Newton, sonunda dellenip, soluğu marangozun atölyesinde alıyor. Evinin kapısına açılır kapanır yaylı bir aparat yapmasını istiyor. Böylece anne ve yavruları, canlarının istediği gibi dışarı çıkıp eve dönmeye başlıyor. İşte huzur…

Yer çekimi gibi bir konunun yanında kedi kapısı basit görülmesin. Günümüzde teknolojiyle harmanlanmış seviyede o kapı başlı başına bir icattı. Bay Isaac Newton’ın bu icadıyla pisiler havalanma, çapkınlık, hacet giderme konusunda ilk özgürlük ve konforlarını kazanmışlardı.

Eee, nereden nereye… Günümüzde kedinin boynuna takılan bir parça ile sadece evin kedisine açılan, elektromanyetik kontrollü kapılar böyle keşfedilmişti.

İlgilenen kedi severler için not düşeyim; kilit sistemi hiç olmayan model, yani evinize başka kedilerin girme ihtimali yoksa, örneğin bir apartmanda üst katlarda yaşıyorsanız, kedinizin balkona çıkması için alınabilir. En ucuz modeller.

İkincisi, kilitleme sistemi manuel olarak ayarlananlar. Kedinin geçtiği kapıyı bir plastik parça ile içten dışa veya dıştan içe veya her iki yönde kilitleyen sisteme sahip olan model.

Ve mikroçipli bir sistemle kapının açılmasını sağlayan model. Kedinizin tasmasına takılan bir mıknatıs ya da mikroçip sayesinde sadece sizinkinin kapıdan geçmesini sağlıyor. Örneğin onu kovalayan ırz düşmanını dışarıda bırakıyor. Artık narkotiğin koçbaşını getirse giremez.

Bitmedi. Bir kedi kapısı aldınız. Fakat canı kullanmak istemiyor ve mal mal kapıya bakıyorsa, ödüllendirme yöntemi işe yarıyor. Hani akıllılar da o kadar değil.

Sonunda yerinden kalkıp agresif ruh haliyle “Ne var be, ne var…” gibi yükselmiş diyaloglar, kedi kişisinin aldırmaz bakışları sona ermiştir.

Füsun ALTINOK

Önceki Bölüm