🔊Bölgede nem oranının aniden yüzde 100’den yüzde 35’e düşmesinin depremin habercisi olduğu iddia edildi.

0

🔊Bölgede nem oranının aniden yüzde 100’den yüzde 35’e düşmesinin depremin habercisi olduğu iddia edildi.

Seslendiren: Tuğçe SAYIN

Rusya Bilimler Akademisi Uzay Araştırmaları Enstitüsü, Kahramanmaraş depreminden iki gün önce uyduların ani ve keskin hava değişiklikleri tespit ettiğini ifade etti.

Rusya Bilimler Akademisi Uzay Araştırmaları Enstitüsü Baş Araştırmacısı Dr. Sergei Pulinets, Moskova merkezli Life dergisine yaptığı açıklamada, Türkiye’deki depremden kısa bir süre önce atmosferik anomaliler tespit edildiğini açıkladı.

Pulinets, ilk sarsıntıdan iki gün önce bölgedeki nem oranının aniden yüzde 100’den neredeyse yüzde 35’e düştüğünü ve bunun, depreme yatkın bölgelerde, depremin açık bir habercisi olarak kabul edildiğini iddia etti.

Dr. Pulinets, bu duruma şöyle açıkladı:

Depremler beklenmedik olaylar gibi görülür, ancak yıkımın yaşanacağı alandaki kabuk, felaketten birkaç gün önce yavaş yavaş çatlamaya başlar. Bu çatlaklardan, Dünya’nın iç kısmından yüzeye çeşitli gazlar yükselir. Bunlar çoğunlukla karbondioksit, metan, hidrojen ve helyumdur, ancak radon adı verilen radyoaktif gazın bir kısmı da bu çatlaklardan kaçar. Radon, uranyumun bozunmasıyla toprakta oluşur ve atmosferdeki parçacıkları etkileme konusunda özel bir yeteneğe sahiptir. Zira onları iyonize eder, yani onunla etkileşime girdiğinde, havadaki maddelerin atomları ya bir elektron kaybeder ya da tam tersine fazladan bir elektron kazanır.
İyonlar, havada her zaman mevcut olan su buharının yoğunlaşma merkezleridir ve bu durum, depremlerden önce artış gösterir. Çok fazla radon açığa çıkar. Devamında iyonlar üzerinde su yoğunlaşır ve sonuç olarak nem düşer. Yoğunlaşma süreci, daha önce hava partiküllerinde depolanmış olan gizli ısıyı açığa çıkarır…

Dr. Polinets’e göre, deprem öncesi depremin merkez üssünde, nem oranındaki düşüşle birlikte sıcaklıkta da bir artış kaydedildi.

Tüm bu verilerin, benzer sıcaklık ve nem anomalilerini düzenli olarak kaydeden uydulardan elde edildiğini belirten Polinets, şunları kaydetti:
“Bu bilgiler sadece bilim insanları arasında dolaşıyor ve hiçbir sorumlu kurum bunları kullanmıyor…”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here