S E R A P

0

“MADEM BİRİ AĞIR, BİRİ HAFİF İKİ KATMAN VAR”

İstanbul, Eyüp Ebussuut Ortaokulu’nda okuduğum yıllardı.
Fizik dersimize adını rahmetle andığım Abdullah Bey geliyordu.
Dersimizin konusu serap olayıydı…

Yaklaşık altmış yıl önce dinlediğim bu olayın oluş şeklini, o gün yaşadığımız değerli bir anı yüzünden hiç unutamadım.

Hoca, serap olayının optik bir doğa olayı olduğunu, ışığın atmosferde kırılması nedeniyle oluştuğunu şekillerle anlatıyordu.

Sıcak havanın az yoğun, soğuk havanın çok yoğun olduğunu, güneş ısınlarının önce yoğun, sonra da az yoğun hava katmanına girdiğinde kırılacağını ve bir göz yanılmasına sebep olacağını anlatıyordu.

Yanlış özetlemediysem kısaca serap buydu.


Hoca, daha sonra arkadaşlarımızdan birini tahtaya kaldırarak bu olayın nasıl oluştuğunu anlatmasını istedi;

Bütün kavramları ilk defa duyuyorduk. Az yoğun ne demek, çok yoğun ne demek bilmiyorduk. Hele ki karşılaştıklarında ne olur, nasıl olur hiçbir fikrimiz yoktu. Tahtaya kaldırılan arkadaşımız, aklında kalanları sallamaya başladı;

’’Hocam, madem biri ağır, biri hafif iki katman var, ağır olan biner, hafif olan kaçar. Kaçarken de yanlışlıkla gözümüze girer, biz de her şeyi geçici olarak farklı görürüz’’ dedi. Üstelik bu anlattıklarını tuhaf çizgilerle tahtaya çizmeye çalıştı.

Hocanın; bu validenizin, bu pederinizin evine gider sözlerini hiç unutmuyorum. O yıllarda hocaların vurduğu yerde gül biteceğine inanılıyordu. Biz de bunu uygulamalı olarak korkuyla görmüş olduk. Bugün düşünüyorum da arkadaşımızın tarifi çok da yanlış değildi!

Sıcak yaz aylarında sürüş halindeyken gördüğümüzü sandığımız su birikintileri geçici değil mi? Yolun ilerisi geçici olsa da hep ıslak gözükmüyor mu?
Ve bütün bunlar hava katmanlarının dalaşmasından olmuyor mu?

Serap; fiziksel bir olaydır, gözün ışınlarla kandırılmasıdır. Ama mutlaka geçicidir.
Ne tuhaf!

İnsan; açlık, susuzluk ve çaresizlik içinde geçici de olsa vahaları, pınarları, ağaçları görebiliyor, gerçekleri görmekte zorlanıyor!


Doğanın ketenperesini çabuk atlatıyor da, diğer katakullileri ıskalıyor!
Son söz; kısa, ancak çok değerli olan ömür için büyük usta Nazım’dan olsun:
’’Hayatı ıskalama lüksün yok senin’’ …

Saygı, sevgi ve inançla,

Kemal YALNIZ/İktisatçı

Kemal YALNIZ/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 14 Mayıs 2022

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here