Prof. Dr. Olcay Bige AŞKUN yazdı: İlk’ler – Bölüm 2

0

Prof. Dr. Olcay Bige Aşkun/Akademisyen

ÜTOPYA

İlk’ler – Bölüm 2

 “Mezopotamya,Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında kalan bu geniş bereketli ova, dünyadaki ilk medeniyetlerden birinin doğduğu yerdi.”

Yaz mevsiminin son ayı dini bayramımızla başladı bugün. Zor günler yaşadığımız bir gerçek, hele ki, bayrama rastlayınca zorluk bir kat daha arttı. Mesafeli, maskeli, hijyene dayalı yaşam biçimimiz, bayram kucaklaşmalarını, ziyaretlerini, sofralarını umarım sadece bu seferlik olumsuz etkilemiştir.Kendimiz, ailemiz ve  sevdiklerimiz hem de  diğer insanların  sağlığını korumak adına alacağı tedbirlerle geçirmek zorunda  kalacağımız Bayram bu yönüyle belki de tarihe geçecek…

Bir önceki yazıda başladığım İlk’ler dizisinin 2. Bölümünde Mezopotamya’dan bahsedeceğim demiştim. Bakalım o döneme bakarken bugünleri etkileyecek izlere rastlayabilecek miyiz ?

Mezopotamya Yunanca’da iki nehir arasında anlamına geliyor. Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında kalan bu geniş bereketli ova, dünyadaki ilk medeniyetlerden birinin doğduğu yerdi. Bahar ayları ile birlikte dağlardan gelen yağmur suları ile beslenen Fırat nehrinin taşan kollarını, çiftçiler küçük göletlere hapsederek sıcak ve kurak yaz aylarında bu suyu tarlalarına taşıyacak sulama kanalları kazmayı ve toprağı daha verimli hale getirmeyi öğrendiler.

Bu yeni ve etkili sulama yöntemleriyle Sümer’in ilk çiftçileri, yerleştikleri bölgelerden birinin adını alan Ubeydliler, ihtiyaç duyduklarından çok daha fazla hasat elde ettikleri için, ürün fazlalarını kendilerinde olmayan bakır, taş veya odun gibi malzemeler karşılığında çevrede  oturan insanlarla takas ediyorlardı.

Toprağın nasıl sulanacağının keşfi fazladan üretilen yiyecek demekti. Böylelikle herkes zamanını hasat toplamakla hayvan yetiştirmekle ya da sulama kanalları kazımakla geçirmek zorunda değildi.  Bazıları köyde yaşayan diğer insanlar için aletler, süs eşyaları, ev eşyaları yapan tam zamanlı zanaatçılar olurken, bazıları da iyi bir hasat için dua eden, yiyeceklerin saklanmasını ve dağıtılmasını denetleyen rahipler oldular.

MÖ 3400 yılında ilk çömlekçi çarkı icat edildi. Böylece çömlekler çok daha pürüzsüz ve çok daha hızlı üretilmeye başlandı. Bu çark sayesinde; ulaşımda ve taşımada milat olan ilk tekerlekli arabalar icat edildi. Ancak en çarpıcı değişiklik MÖ 4 bin yılın sonuna doğru Yazı’nın icat edilmesiydi

                    

                    

Bu dönemde Sümerler’in yaşadığı Uruk; geniş sokakları, büyük kamu binaları, büyük tapınakları olan iki dini bölgesiyle dünyanın gerçek anlamda ilk şehri olarak büyümeye başladı.

Yazılı ilk kanıtlardan biri Uruk kentinde bulunan kil tabletlerdir. Kil kuruduğunda yazı sertleştiği için uzun süre saklanabilen bu tabletlerde yiyecek – ürün dağıtımının kayıtları için resim yazı kullanılmıştır.

                   

MÖ 3000 yıllarında Kiş, Eridu, Nippur ve Ur gibi bazı Sümer kentleri, Uruk’tan çok daha büyük geniş şehirlere dönüşmüştü ve bu şehirler zamanla etraflarındaki köyleri ve toprakları kontrolleri altına almaya başlayarak sonunda bağımsız şehir devletleri haline geldiler.

İlk Sümer kentleri seçimle başa gelen yetkililer tarafından yönetiliyordu ama küçük yerleşimler şehirlere dönüştükçe, günlük yaşamı düzenleyen küçük yerel örgütler, yüzlerce görevlisi olan büyük hükümetlere dönüştüler. Bu görevliler güçlü kişiler tarafından kimseye danışılmadan atanmaya başlandı.

Şehir devletleri, değerli tarım arazileri için birbirleriyle çekişiyordu ve bazen küçük anlaşmazlıklar büyük savaşlara dönüşüyordu. Bu nedenle hükümdarlar şehirlerinin etrafına güçlü surlar ördürttüler. Savaş zamanı, bu surların ardına saklanılır, savaşı komuta etmesi için de bir kumandan ya da lugal adı verilen liderler seçilirdi. Savaşlar arttıkça lugallar da iktidarda daha uzun süre kalmaya başladı. Sonunda kral olarak kabul edilmeye ve öldüklerinde de yerlerine oğulları geçmeye başladı. Mezopotamya yaşamını okudukça bugün ile arasındaki bağı kurmada hiç te zorlanmadığımı söylemeliyim. Çünkü tarihe her baktığımda; günümüzde yaşanılanların izlerini apaçık görüyorum.

Tüm okurlarımızın bayramını en içten dileklerimle kutluyorum. Daha nice sağlıklı, mutlu, güzel bayramlara…

Prof. Dr. Olcay Bige AŞKUN

baskuny@gmail.com

Yakında Canlı Yayınlara Başlayacak youtube

Kent Ekranı

Kanalımıza Abone Olmanızı Bekliyoruz.

Kent Ekranı Youtube Kanalı İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 1 Ağustos 2020

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here