Şanlıurfa’daki Göbeklitepe ve Karahantepe’de 30 yeni eser keşfedildi. Bu eserler arasında ise en çok ağzı dikilmiş, gözleri ise kabuklarla doldurulmuş gibi görünen heykel dikkat çekiyor. Peki “ölüm yüzü” olarak tanımlanan heykelin hikayesi ne?
Uygarlığın beşiği” olarak anılan verimli ovalara hakim bir plato üzerinde yer alan UNESCO Dünya Mirası Göbeklitepe ve yakınındaki Karahantepe, tarih öncesi döneme ilişkin arkeolojik bilgileri kökten değiştirmeye devam ediyor.
Ortaya çıkarılan çok sayıda yeni bulgu, insanlığın 11 bin yıldan daha uzun bir süre önce avcı-toplayıcılıktan yerleşik hayata geçişine dair taze veriler sundu.

“ÖLÜM YÜZÜ” NE ANLATIYOR?
Şanlıurfa’daki son keşifler arasında, yüz ifadesi bir ölüye benzeyen bir heykel dikkat çekiyor. Arkeologlara göre ağzı dikilmiş, gözleri ise kabuklarla doldurulmuş gibi görünen kaburgaları belirgin heykel, Neolitik dönemde ölüm ritüelleri ve sembolik anlatım açısından benzersiz bir örnek.
Heykel, insan ve hayvan figürleri, kaplar, tabaklar, kolyeler ve insan biçimli bir boncuğun da yer aldığı yaklaşık 30 yeni eserden biri.
Doç. Dr. Eylem Özdoğan başkanlığındaki kazılarda ortaya çıkarılan bu figür, yaklaşık MÖ 9.500 yılına tarihleniyor.
Uzmanlar, ağız ve gözlere odaklanan figürün ölünün kimliği, hafızası ve yaşayanlarla ilişkisini anlattığını tahmin ediyor.
Yakın coğrafyalarda bulunan gözleri kapatılmış benzer heykeller, ölünün yüzüne, özellikle de gözlerine müdahale etme fikrinin Neolitik dönemde paylaşıldığını gösteriyor.
















