Füsun ALTINOK; Kediname 67 Elde Kan, Kalpte Kin

0

Yazıya başlayacağım da, alışıldığı üzre okuyunca keyiflendirmeyeceği gibi, on tane Kemalettin Tuğcu kitabı etkisinde iz bırakmak istemiyorum. Ama konu belli, elimden gelen bu…

Geçtiğimiz günlerin önemli gelişmelerinden biri, Anayasa Mahkemesi’nin kamuoyunda hayvan katliamlarının önünü açan yasanın iptali için yapılan başvuruyu reddetmesiydi.

Kimseyle polemiğe girmek niyetinde değilim. Fakat devlet ve belediyeler işini yapamıyor diye zavallı hayvanları öldürmek istemek insan türüne yakışır mı? Konuyu sevgi üzerinden değil, adalet üzerinden ele almak gerek.

Yasayı çok beğenip destekleyen biri, acaba hayatında bir kedinin, köpeğin başını sevgiyle okşamış mıdır? Okşamıştır; kendi hayvanını. Keşke dışarıdakini hor görmeden yapabilseydi. Bu işin duygusal yanı.

Hayvanları sevilecek ve yenilecek olanlar diye ayırıyoruz. Kimilerinin beraber olduğu kişiyi bu evlenilecek, bu eğlenilecek kişi olarak sınıflandırması gibi. İkiyüzlülük ama ne yazık ki gerçek. Yiyecek listelerinde kebap ismi bile iştah açıyor, rakı-balık ikilisi keyiflendiriyor.

Ekonomik koşullar yüzünden 3 numaralı tavuk yumurtası tüketenler çoğunlukta.
Yavrucaklar A 4 kağıdı kadar yerde güneşi görmeden, toprağa basmadan yumurtlayıp yumurtlayıp sonunda ölüyorlar. Tavuk, balık, hepsi aynı canı taşıyor.

Gazze çocukları gibi.

Barınakların içler acısı durumu malum. Gidip bakarsanız bunlar ölüm kampıdır.
Bu yasayla yaklaşık 10 milyon köpeğin hiçbir acı çekmeden uyutulabileceğine inananlar olabilir. Maalesef Gazze’deki çocuklar gibi çok büyük acılarla can çekişerek ölüyorlar.

Kısırlaştırma seferberliği yapılamıyor. Kontrol edilemezse ağırlığı bu topluma fazla gelir. 1910 – Hayırsız Ada deyip keseyim.

Yasayı benimseyen kesimin kullandığı üslup da kötü. Hayvanseverlere “ittaparlar”, kebap yiyip hayvan sevenler”, “Alın evinizde besleyin…” minvalinde saydırıp duruyorlar.
Bu söylemlerin cömert sahipleri ne yazık ki içleri haset dolu olarak, pozitif olana asla tolerans göstermiyorlar.

Yönetimler köpek saldırganlığını hepsini öldürerek önlediler diyelim. İnsanların saldırıları ne olacak? Tecavüzler, ensestler, cinayetler?..

Yılda ortalama ısırılarak ölen kişi rakamı 51 kişi. Son depremlerde ölen insan sayısı 150 bin. Suçlu olan müteahhit, yerel yönetim, resmi görevli olarak ceza alanlar? Cezaevine girdi çıktı yapan sayısı 100’ü geçmedi.

Son 11 yılda 72 bin 512 adet cinayet işlenmiş. Yılda ortalama 6592 ölü. Nisan ayında öldürülen kadın sayısı 29.
Türkiye’de maliyet kaynaklı ihmalden iş kazasında bir yılda ölen insan sayısı 1500.

Şimdi Türkiye’de 8 milyon sokak köpeği yılda 50 kişinin ölümüne sebep oluyor diye topluca öldürerek çözüm üretiliyor. Ölüm kokan, açlık ve sefalet içindeki barınaklara ek olarak kafasına kürekle vurularak öldürülenleri, toplu olarak canlı gömülenleri unutmayalım.

Bilimsel raporlarla Hatay’da ölen 130 bin kişinin katili olan binaların mühendislikten neredeyse hiç yararlanmadan malzeme çalarak yapan müteahhitlere kimsenin gücü yetmedi.

Adam çıkmış tv kanalındaki tartışma programında kısırlaştırma maliyetli iş, değmez diyor. Hayvanı Nişantaşı’ndaki klinikte mi kısırlaştıracaksınız? Devlet uygun bir fonla işi rahatlıkla çözebilir. Elle tutulur yeri yok. Evet, konu üzücü.

Füsun ALTINOK
Önceki Bölüm