İngilizce öğretmeni olan annemin o yıllarda akşam lisesi öğrencileri yetişkinlerdi. Gündüz çalışmasına ek olarak gece lisesinde de öğretmenlik yapıyordu anneciğim. Çalışan kesimden kişilere lise eğitimi veriyordu. Çünkü memuriyet alımı ve barem yükseltmede lise mezuniyeti şartı kanunlaşmıştı. Bu yüzden yaşını başını almış teyzeler, amcalar iş çıkışında okul yolunu tutuyorlardı. Öğretmenler pedagojiden androgojiye geçiyorlardı akşamları… Yıl sonunda karneler alındıktan sonra teşekküre evimize gelirler, ortak hediye olarak genellikle Hacı Bekir’den lokum getirirlerdi.
O öğrencilerden biri olan Faika teyze organizasyonu yapar, evimiz yetişkin öğrencilerin akınına uğrardı. Ki, bunun hemen ardından okulun tüm öğretmenleriyle birlikte kendi bahçeli evinde daveti olurdu. Hem de kuzu çevirmeli filan…

Faika teyze gerçek bir hayvanseverdi. Bir gün evini taşıması gerekince eşyaları için bir kamyon, hayvanları için de bir minibüs tutmuştu. Ön koltuklarda üç keçisi, orta koltuklarda tavukları, horozları, arkada kedileri, bir kaç da köpek.
Tanıdıkları onun için evlerinde artan yiyecekleri biriktirirlerdi. Misafir gittiği evde elma ikram edilse kabuğunu soyar, çantasındaki poşete atardı. Keçilerin hakkıydı.

Richard geliyor.
O dönemde Türkiye’ye turist olarak gelen bir çiftin Richard adında bir kedisi vardı. Artık çocukları sayılabilecek Richard’la beraber tur otobüsüyle İstanbul’a gelmişlerdi.
Fakat şahane İstanbul turundan sonra ciddi bir sorunla karşılaşmışlardı. Richard aşılı, karneli bir kedi olmasına rağmen dönüşlerinde uçağa alınmadı. Ebeveyni olan çift, Richard’ı defalarca öpüp koklayarak vedalaştıktan sonra onu havalimanı polisine teslim edip ülkesine döndü.
Şans yardım etti ve alanda görevli bir eleman Faika teyzeyi tanıyordu. Hemen irtibat kuruldu ve pisican, Faika teyzenin evine ulaştırıldı.

İlk konaklama.
Pırıl pırıl tüylü, kuzguni siyah bir kediydi Richard. Doğduğu günden itibaren çocuk gibi, hatta prens gibi bakılmıştı. Her gece yatmadan önce dişleri fırçalanır, ılık su ile banyo yapar, sonra bir güzel yatar uyurdu. Boynundaki kolyesinde adı, doğum yılı, memleketi yazıyordu.
Kediyi ona getiren kişi, elinde Türkçeye çevrilmiş mektubu da yeni annesinin eline tutuşturdu. Mektupta Richard’ın günlük rutin yaşam tarzı yazıyordu. Ne yer, ne içer, hangi aşıları olmuş. Banyo saatleri…
Faika teyze ilk kez böyle bir durumla karşılaşıyordu. Nasıl yani? Kedinin dişleri fırçalanacak, banyo yaptırılacaktı.

Bir kere bilinen, kedi yıkanmazdı.
Köpek gibi değildi. Fakat annesi söylüyorsa saygı gösterilmeliydi.
Küçük valizden bir de diş fırçası çıktı. Richard fırçayı görünce ayağa kalktı. Birlikte banyoya gittiler. Musluğu açınca pisicik de ağzını akan suya uzattı ve dişlerinin fırçalanmasına izin verdi.
Faika teyze inanamıyordu. Sonra valizden miniğin bornozu çıktı. Su ılık akmaya başlayınca siyah güzellik suyun altına girip gerinmeye başladı. Çok alışkın görünüyordu. Bir güzel yıkandı. Kişisel bakımı tamamlanıp kurulanınca yatağına kıvrılıp huzurlu bir uykuya daldı.
Aslında evin diğer sakinleri de şaşkındı. Tekiri, sarmanı, smokini tüm tüylü ahali uzaylı görmüş gibi onu izliyordu.
Tüm bunlara nasıl alışmıştı? Bu nasıl bir disiplindi?

Bunları bilemedik. Yorum yapacak, anlatacak değildi.
Siyahi yakışıklı, uzun yıllar Kuzguncuk sırtlarındaki büyük bahçeli evde bir sürü hayvanla birlikte çok mutlu yaşadı. Evin ve bahçenin onca serseri başıbozuk tüylüsünün arasında klasını hiç bozmadı. Cool takılırdı hep. Sokak çocuğu gibi dövüşmedi. Sonradan tanıdığı Türk mutfağını çok sevdi.
Kral gibi başlayan yaşamı, kral gibi sürdü. Ona standartlarını her koşulda sağlayan Faika teyzenin de ruhu şad olsun.
Füsun ALTINOK
Önceki Bölüml