KEDİNAME 10; Aktivist Paşa!

0

KEDİNAME 10; Aktivist Paşa!

Hikâye abimden. Piyasaya yeni sürülen bir kedi maması markası için reklam kampanyası düzenleniyor. Sloganlar, fotoğraflar, afişler, pazarlama teknikleri… Marka ürünün satışlarında ilk hafta adeta patlama yaşanıyor. Firma yetkilileri gayet memnun. Fakat kısa bir süre sonra satışlar birden düşüşe geçiyor. Her geçen gün düşüş hızlanıyor ve sonunda dibe vuruyor. Firma yetkilileri şaşkın. Yönetim kurulu ve üst düzey yetkililer toplanıyor. Herkes ‘neden’ sorusuna karşılık bulmaya çalışıyor.
Biraz arkada da işe yeni başlamış olan bir stajyer oturuyor.
Herkes konuştuktan sonra birisinin dikkatini çekiyor ve stajyere dönüp soruyor; “Bir fikrin var mı?” Ve toplantıyı başından sonuna kadar sessizce izleyen stajyer cevap veriyor; “Kedim beğenmedi…”

Çok sade, konuyu açıkça ifade eden bir cümle. Ve çıplak gerçek.
Kedi ahalisini, doğalarını, doğallıklarını, ciddiye almamız için bir neden daha.

Kararlı Aktivist.

Öte yandan malum şahıs mamayı beğenmediyse durum sıkıntılı. Sokakta büyümüş, yoksulluğun dibine vurmuş mahalleden şans eseri kurtulup bir eve kapağı atmış kedi bile mama konusunda kısa sürede kararlı bir aktiviste dönüşüveriyor. O ne tripler… Açlık grevi yapan mahkum kararlılığıyla mamayı reddetmeler. Bu şiddetli protesto mekanizması insanların genelinde olsa dünya düzeni değişir, şaka değil.

Ebeveyni Sabancı ailesinden midir, kyk bursuyla günü kotarmaya çalışan öğrenci midir, umurunda olmaz.

Anneler deneyimlemiştir. Sinirlerine hakim olup, örneğin sebze yemeyen çocuğa sonunda yedirmeyi başaran savaşçı annenin akıbeti acınasıdır. Oynak bir tansiyon, ıslak elle prize dokunmuş gibi tuhaf titreşimler, işe yaramayan başarı duygusu…
Islak mama için kararlı tavır koyan pisi teröristi de, suratına baka baka patisiyle yerde eşeleme hareketi yapabilir. Yani bu mama dışkı gibi, al bunu göm hareketi…

Sonuç alınacak yöntem, burun kıvırdığı mamayı bir kaç gün mama tabağında bırakmak olabilir. Ama böyle aksiyonlara gerek var mı? Hani huzur hayvanıydı? Hani can dostumuzla keyifle hayatı paylaşacaktık. Eh, o zaman bırakalım sevdiğini yesin. “Ver kurtul” yöntemi yani. Yenilgiyi kabullenmenin de hoş bir hafifleticiliği var değil mi?

Füsun ALTINOK

Füsun ALTINOK/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 2 Mart 2024

Yazarın Tüm Yazıları

Kedinâme 9

Kediname 9… Badesu ve Koçero’nun imkansız aşkı