ORTADOĞU’NUN ASKERİ OLARAK EN GÜÇLÜ 4 ÜLKESI HANGİLERİ?

0

ORTADOĞU’NUN ASKERİ OLARAK EN GÜÇLÜ 4 ÜLKESI HANGİLERİ?

SPUTNİK araştırdı

Ortadoğu’da tansiyon en yüksek aşamadayken ülkelerin askeri gücü hiç olmadığı kadar önem arz ediyor. Peki askeri anlamda bölgedeki en güçlü ülkeler hangileri? Sputnik derledi.

7 Ekim’den bu yana süren İsrail – Filistin krizi tüm şiddetiyle sürerken, İsrail ordusu (IDF) ve Hamas arasındaki çatışma küresel çapta bir savaş korkusunu tetikliyor. Özellikle Ortadoğu’da silahların konuşması an meselesi iken, bölgede hangi ülkeler askeri güçleriyle öne çıkıyor?

Çatışmalar başladığından itibaren ABD ve NATO güçlerinin Akdeniz’e iki uçak gemisi, onlarca savaş uçağı ve nükleer denizaltıların gönderilmesi dünyadaki tansiyonu git gide arttırdı. Bölgedeki ülkeler ve silahlı grupların ABD üslerini tehdit etmesi, İran ve Lübnan Hizbullah’ının karşı söylemleri tüm aktörleri patlamaya hazır bir barut fıçısına getirmiş vaziyette. Özellikle Amerika’nın kuruluşundan beri desteklediği İsrail ve onun karşısındaki İran, Ortadoğu’daki en büyük 4 askeri güçten ikisi olarak görülüyor.

İsrail’in askeri kapasitesi ne durumda?

Rapora göre, İsrail Savunma Kuvvetleri, kuruluşu olan 1948  yılından bu yana Ortadoğu’daki diğer Arap güçleriyle savaşa giren ve bu savaşlardan çoğunlukla üstünlükle galip gelen bir devlet olduğu belirtiliyor. Devletin ‘kendini sürekli savaşta hissetme’ ve hazır olma motivasyonu, Batılı devletlerden aldığı teknolojik, politik ve maddi destekle birleştiği için büyük bir bölgesel güç olarak varlığını koruduğu ifade ediliyor. Fakat 7 Ekim’den beri yaşananlar, İsrail ordusunun sanıldığı gibi ‘yenilmez bir güç’ olmadığını gösterdiği belirtilirken, 21’inci yüzyılın yeni savaş stili asimetrik savaşlar İsrail’in topalladığını’ gösterdiği aktarılıyor.

Kısmen yakın bir zaman olan 2006 yılındaki İsrail – Lübnan Savaşı’nda 1 ay süren çatışmalarda İsrail 121 askerini kaybetmiş 1244 askeri yaralanmış ve 20’den fazla üst düzey tankı imha  edilmişti. Sınırındaki ‘düşman Hizbullah’a karşı büyük bir avantaj sağlayamayan İsrail, 2006’dan bu yana bölgede yaşayan Lübnanlı ve Filistinlilere sivillere büyük zararlar verse de, tüneller altında savaşa devam eden Hizbullah ve Hamas’a  karşı büyük zorluklar çekti ve çekmeye devam ediyor.

7 Ekim’de Hamas ile başlayan çatışmada da İsrail’in şimdiden en az 356 askerini kaybettiği ve 136 askeri aracın imha edildiği belirtiliyor. Hamas’a karşı zorluk çektiği açıkça görüldüğü ifade edilen İsrail’in Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü raporuna göre aktif askeri personel sayısı 169 bin 500 aktif iken, 465 bin kadar da yedek askeri bulunduğu tahmin ediliyor. Buna ek olarak askeri bütçesi ise 2022 yılında 23.4 milyar dolar (Bunların 3.18 milyarlık kısmı ABD yardımı) olan İsrail, dünyanın en büyük, çeşitli ve karlı askeri endüstriyel komplekslerinden birine sahip olduğu aktarılıyor. Ülkenin dış teknoloji yardımı dışında yerli savunma sanayi endüstrisi ile Demir Kubbe, Davut’un Sapanı, Arrow gibi hava savunma sistemlerinin yanında, en gelişmiş hava kuvvetlerine,  insansız hava araçlarına (İHA) ve füzelere sahip. Tüm bunların yanında ise İsrail, resmi olarak kabul etmese de, nükleer silahlara sahip bir ülke olarak nitelendiriliyor.

Bölgenin diğer bir önemli gücü: İran

Ortadoğu’da İsrail’in tehlikeli olarak gördüğü ve önemli bir askeri güce sahip İran, 350 bin kişilik aktif personeli yanında 230 bin kişilik seçkin İslami Devrim Muhafızları ve sayısı dahi bilinmeyen paramiliter grupları yöneten oldukça önemli bir aktör. 350 bin de yedek askeri personele sahip ülkenin 2022 yılında yaklaşık 6.8 milyar dolara denk gelen bir askeri bütçesi bulunduğu bildiriliyor.

Metinde Savaş konusunda İsrail kadar tecrübeli olan İran’ın 1980’de başlayan Irak – İran savaşı ile adeta çıkılmayan bir bataklığa girerek 8 yıl boyunca savaşarak 600 bin askerini kaybettiği 100 binden fazla da sivil kaybı yaşadığı aktarılıyor. Fakat İran’ın bu acı tecrübe ile birçok krizi de test etmiş ettiği, İran – Irak savaşı İran’a üç önemli ders verdiği vurgulanıyor:

Silah konusunda Batı’ya güvenilemez  (ABD müttefiklerş 1979 devriminden sonra İran’a silah ambargosu uyguladı).

Drone’lar savaşta büyük bir avantaj sağlayabilir (İran bugün oldukça iyi olduğu ilk İHA’sı Mohajer-1’i Irak savaşında geliştirdi).

Kitle imha silahlarının geliştirilmesi, savaşta beklendiği kadar önemli olmayabilir (İran, Irak savaşında dahi kimyasal veya kitlesel imha silahlarına yanaşmadı ve 1990’da kitlesel imha silahlarını anlaşmalara katılmak adına imha etti).

Raporda 2006 yılında İsrail ile çatışmasında  Hizbullah’a destek sağlayan İran’ın, 2010’dan itibaren bölgedeki silahlı güçlere destek verdiği, asimetrik savaş konusunda önemli bir oyuncu olduğu belirtiliyor. Bu şekilde İran Ortadoğuda Suriye, Irak, Yemen ve daha birçok ülkede çatışmalara dahil oldu. 2019’da Hürmüz Boğazı’nda hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle İran’ın casus uçağını imha eden ülke, 2020’de ise Kasım Süleymani’nin ölümü üzerine ABD’nin  üslerine balistik  füzeler yağdırdı.

Bunun yanında rapora göre İran seyir, balistik, hipersonik gibi farklı füze türlerine sahip ve İHA konusunda oldukça iyi durumda. Yılın başında tanıtılan Fattah, Bavar-373 ve Khordad gibi gelişmiş hava ve füze savunma sistemleri yanında elektronik savaş sistemleri ve radarlar da üreten İran, tüm ABD ve NATO yaptırımlarına rağmen Ortadoğu’daki en sofistike yerli askeri endüstriye sahip ülke olarak öne çıkıyor.

Bunun da ötesinde, ülkenin coğrafyası ve ittifaklar ağı Tahran’a genel askeri gücünü daha da arttıran bir dizi yetenek sağlıyor. Bunlar arasında Suriye ve Lübnan Hizbullah’ı sayesinde Akdeniz’e erişimi ve dünya petrolünün yaklaşık yüzde 30’unun geçtiği kritik deniz ticareti bölgesi olan Hürmüz Boğazı’nı kapatma konusundaki eşsiz yeteneğinin yer aldığı belirtiliyor.

Mısır’ın genel ve askeri durumu

Gazze ile sınıra sahip ülke Mısır, 2023 raporlarına göre dünyadaki en güçlü 14’üncü orduya sahip, yani doğal olarak Ortadoğu’da askeri en güçlü ülkelerden biri. 438 bin aktif ve 479 bin yedek askeri bulunan ülkede 190 bin ile 220 bin arasında kara ordusu, 30 bin aktif personeli olan bir hava kuvvetleri ve 18.500 aktif deniz personeline sahip olduğu aktarılıyor. Ülkenin genel nüfusu ise yaklaşık 110 milyon olarak öne çıkıyor, tüm bu endeksler de Mısır’ı bölgedeki önemli siyasi, ekonomik ve askeri aktörlerden biri yapıyor.

Ülke Ekim 1973’teki Yom Kippur Savaşı’ndan bu yana kendi topraklarında büyük bir savaşa girmedi. Mısır kuvvetleri 1991 Körfez Savaşı sırasında Irak’ta ABD liderliğindeki  koalisyona katıldı ve Sina Yarımadası’ndaki cihatçı isyanlar da dahil olmak üzere ABD liderliğindeki ‘teröre karşı savaşta’ yer aldı. Ordu, 2013 yılında Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesinde büyük rol oynadı. Mısır güçleri ayrıca 2015’te başlayan Suudi Arabistan liderliğindeki Yemen operasyonuna  da katıldı.

Makalade Mısır’iın 2022 yılında 4,6 milyar dolarlık bir askeri bütçeye  sahip olacağı ve askeri teçhizatının büyük bir kısmı için yabancı ortaklarına güveneceği belirtiliyor. Yerli savunma sanayisi diğer ülkelerle karşılaştırıldığında  yetersiz olduğu söylenen ülke, sadece 1948 ve 2017 yılları arasında ABD’den 48,1 milyar dolarlık silah  ithalatı gerçekleştirdi.

Ortadoğu’nun en büyük silah ithalatçısı: Suudi Arabistan

Suudi Arabistan, Ortadoğu’daki ilk 5 askeri güç sıralamasında beşinci olarak, genel sıralamada ise 22’inci olarak yer alıyor. Ülke 2023’te 69 milyar dolarlık askeri bütçesi ile, tüm dünyadaki en büyük askeri bütçeler arasında sürekli olarak dünya sıralamasında ilk 10’da yer aldı  (2022’de Suudi Arabistan dünya sıralamasında en çok silah alan ülkeler arasında 5’inciydi).

257 bin aktif personele sahip olan Suddi Arabistan’ın kara kuvvetleri sayısının 75 bin, deniz kuvvetlerinin 40 bin, hava kuvvetlerinin 25 bin, son olarak Stratejik Füze Gücü Birlikleri’nin 2500 kişi olduğu belirtiliyor. Krallık askeri teçhizatının büyük bir çoğunluğu (yaklaşık yüzde 80) için ABD’ye güvenirken, geri kalanının büyük bir kısmını Fransa ve İspanya’dan ithal ediyor. Bu ekipmanlar arasında Abrams tankları ve Bradley savaş araçları,  Apache  saldırı helikopterleri, Patriot füze sistemleri ve diğer gelişmiş ABD sistemleri de yer alıyor.

Suudi Arabistan 1991 Körfez Savaşı’nda ABD liderliğindeki koalisyonun bir parçası olarak galipler arasında yer aldı. Krallık ayrıca 2014-2017 yılları arasında IŞİD’e karşı yürütülen savaşta da Batı koalisyonuna katıldı. Filistin-İsrail krizi ile İsrail ile normalleşme görüşmelerini askıya aldığını bildiren ülke, son zamanlarda BRICS bloğuna katılma hamlesiyle yeni bir dış politika izliyor.

Türkiye de bölgedeki gidişatı etkileyen en önemli ülkelerden biri olarak görülüyor

Raporda NATO’da ‘ABD’den sonraki en büyük orduya sahip olan ülke’ olarak bahsedilen Türkiye de, Ortadoğu’daki gelişmelerde çok önemli bir aktör ve en büyük askeri güçlerden biri olarak belirtiliyor. 355 bin aktif personel ve 378 bin yedek askeri personeli yanında, birden fazla yerde askeri üsse sahip olduğu belirtilen Türkiye’nin, Ortadoğu’daki desteği veya karşıtlığı durumda herhangi bir operasyonun  zora girileceği de yazılmış.

2023 yılında savunma ve güvenliğe  16 milyar dolar ayıran Türkiye’nin makalede insansız hava araçları,  savaş gemileri, yerli seyir füzeleri, ATAK helikopterleri ve Altay muhabere tankına kadar her şeyi üreten yerli bir askeri sanayi endüstrisine sahip olduğu ifade ediliyor.

Türkiye’nin ayrıca son dönemdeki askeri operasyonlarının da genel olarak başarılı olduğu vurgulanırken, Suriye ve Irak’taki sık düzenlenen hava operasyonlarının kapasitesinin de oldukça gelişmiş olduğundan bahsediliyor. Ülkenin 2011 yılında Libya’da Muammer Kaddafi’nin devrilmesine yardımcı olduğu belirtilen yazıda, günümüzde  Türkiye’nin desteği sayesinde  Libya’daki Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin varlığını  sürdürdüğü de yazılmış.

Türkiye’nin yurt dışında Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna, Irak, Kosova, Libya, Kuzey Kıbrıs, Katar, Somali ve Suriye’de askeri üslerinin olduğu  açıklanırken, Gazze krizinde de Türkiye’nin diplomatik söylemde  Gazze’yi desteklediğini fakat Tel Aviv ile ilişkileri koparmamaya çalıştığı da bildiriyor.