Cengiz ERDİL; GÖLLERİMİZİN VAZİYETİ

0

Bereketli Anadolu toprakları bir zamanlar zengin su kaynaklarıyla doluydu. İnsanlığın yerleşik hayatının göl ve nehir kıyılarında başladığı düşünülürse, onlarca uygarlığın neden Anadolu’da hayat bulduğu daha net ortaya çıkar.

Su Politikaları Derneği’nin araştırmalarına göre, ülkemizde yıllar önce, 200’ü haritalarda görülebilen, 300’e yakın irili ufaklı göl vardı. Bu göllerin yüzde 60’ı kurudu. Küçülüp su birikintisine döndü, kirlilik nedeniyle neredeyse tümü göl olma özelliğini kaybetti. 

Türkiye’de halen Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Ulusal Sulak Alan Envanteri Yönetim Bilgi Sistemine kayıtlı büyüklüğü sekiz hektarın üzerinde 307 sulak alan bulunuyor. Bunların toplam alanı bir milyon 102 bin hektar… 25 nehir havzasına sahip ülkemizde 1960’lardan bu yana sulak alanların yarısı nicelik ve kalite açısından sağlıklı yapılarını kaybetti. Bir başka deyişle üç Van Gölü büyüklüğünde sulak alan ekolojik işlevini yitirdi.

GÖLLER BÖLGESİ YOKOLMA SÜRECİNDE

Ülkemizin su potansiyelindeki azalmanın adeta bir laboratuvarı Göller Bölgesi… Batı Akdeniz’deki bu bölge, önemli havzalarımızdan olan Konya ve Tuz Gölü gibi geniş bir alanda irili ufaklı 15 gölden oluşuyor. Avlan, Seyfe, Ereğli Sazlığı Kulu, Sarıgöl, Yarışlı, Kurugöl, Kırkpınar, Acıgöl, Uyuz Gölü, Suğla, Meke, Güvenç, Sasam, Kocagöl, Karagöl, Hotamış Sazlığı ve Küçük Göl” de su seviyeleri son yıllarda azaldı.

Ülkemizin bir zamanlar büyük göllerinden sayılan Akşehir Gölü kurudu, doğal göl özelliklerini kaybetti, kış aylarında su birikintisi haline geldi. Beyşehir gölü su seviyesi 26 metreden 6 metreye, Eğirdir gölü 14 metreden 5 metreye düştü. 

Göller Bölgesi ağır çevre sorunlarıyla karşı karşıya… İklim değişikliği, aşırı su çekimi ve yağışların azalması nedeniyle göllerin su seviyeleri hızla düşüyor. Tarım ve sanayide yeraltı sularının kontrolsüz kullanımı, gölleri besleyen kaynakları azaltıyor.  Özellikle Isparta Ovası ve Burdur Havzasında aşırı su çekimi nedeniyle göllerin beslenmesi engelleniyor. Tarla ve bahçelerden gelen pestisitler, kimyasal gübreler ve atık sular göllerde kirliliğe neden oluyor.

Su seviyesinin düşmesi ve kirlilik nedeniyle birçok endemik tür, örneğin Burdur Dişli Sazanı yok olma tehlikesi altında. Bu tehditler yüzünden en zorda kalan canlılar göçmen kuşlar oldu, yöreye gelen kuş sürüsü sayısında belirgin bire azalma var.

Kuraklık yüzünden bölge çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya. Önlemler aslında dünyanın her yerinde aynı… Sürdürülebilir su yönetimi, tarımda damla sulama, atık su arıtma tesislerinin yaygınlaştırılması, kimyasal ilaç ve gübre kullanımına son  verilmesi, yörede organik tarımın teşvik edilmesi,  arazi satışının acil olarak durdurulması gerekiyor.

Ülkenin ağır gündeminde Göller Bölgesini de hatırlatmada yarar var,  hesap sormaya hazır bekleyen gelecek kuşaklar, su kaynaklarının başına gelenleri unutmaz herhalde diyorum.

Cengiz ERDİL