Cengiz ERDİL; ZEYTİNCİLER DE KAN AĞLIYOR

0

Anadolu’nun kadim ağacı zeytin, binlerce yıldır ne yangınlar ne seller gördü, doğanın tokatlarına güçlü kökleriyle direndi. Bu toprakların insanı da zeytine her daim adeta bir kutsallıkla sarıldı, gölgesine sığınıp kıymetini bildi. Bu zamana kadar dayanan zeytinliklerin artık başı fena halde dertte. 

Dünyanın en stratejik tarım ürünleri arasında yer alan zeytin  ülkemizde maden ve taş ocaklarına yenik düştü. Cumhuriyet’in son 25 yıla kadar koruduğu zeytinliklerin imhası için artık bir yasa bile var.  Bu yıl çıkarılan yasayla zeytinlikler madencilik faaliyetlerine açıldı.

Dünyanın her yerinde korunması için özel yasalar çıkarılan zeytinlikler, bizde jandarma gözetiminde sökülüyor.  Hem dünya halleri hem insan halleri bizim zeytinliklerimizi bitiriyor.  

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin hesaplamalarına göre, 2025-2026 sezonunda 2 milyon 450 bin ton zeytin rekoltesi bekleniyor.

Bu geçen yıla göre yüzde 35 bir azalma demek. 

Aslında zeytin ilginç bir tarım ürünü. Zeytin ağaçları bir yıl az, bir yıl çok ürün veriyor.  Bu duruma var yılı ve yok yılı deniliyor.

Zeytincilikte bu sezon “yok yılı”… Ancak küresel ısınma yüzünden sadece bizde değil; diğer Akdeniz ülkelerinde rekolte düşüklüğü var.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ANADOLU’YU DA FENA HALDE VURUYOR

Ziraat Odaları ve Zeytin Konseyi verilerinden aldığım bilgilere göre, Nisan-Mayıs aylarında yaşanan düşük sıcaklıklar ve don olayları, çiçeklenmeyi ve meyve tutumunu olumsuz etkiledi. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaşanan kurak geçen yaz ayları, zeytin tanelerinin gelişimini yavaşlattı ve verimi düşürdü. Yağış azlığı, zeytinin yağ oranını da olumsuz etkiledi. Ege Bölgesi düşüşten en çok etkilenen yerlerin başında geldi. Hem yok yılı hem de don ve kuraklık etkisiyle rekolte geçen yıla göre yüzde 40-60 oranında düştü. Marmara Bölgesi (Gemlik, Mudanya) Bu bölge de ilkbahardaki donlardan ciddi şekilde etkilendi. Özellikle sofralık Gemlik zeytininde verim ve kalite düşüşü yaşandı.  

Elbette rekoltenin düşmesi sofralık zeytin ve zeytinyağı fiyatları artıyor. Fakirin sofrasındaki zeytin artık sosyete mezesi haline geliyor.

Doğa aktivisti  Endüstri Mühendisi olan arkadaşımız Cem Tüzün Çanakkale’deki küçük zeytinliğinde  hasada başladı. Cem Tüzün bu yıl için umutlu konuşmuyor;  

“Havası, suyu, toprağı kirletilmiş, çoraklaşmış, tarımsal üretim yapanlar köylerini terke zorlanmış. Böyle bir ülkede ne zeytin, ne meyve sebze, ne hububat, ne hayvansal üretimin artması olanaklı mı? Türkiye hem tarımda, hem hayvansal üretimde net ithalatçı durumunda.”

Zeytinyağı fiyatlarında tüm dünyada bir yükseliş olacağını, ülkemizde ise bunun katmerlisinin yaşanacağı belirten Tüzün’ün şu sözleri acı gerçeği işaret ediyor;  “Kuraklık İspanya’da, İtalya’da Yunanistan’da da var. Ama oralarda çiçeklenme, meyve tutulumu, ve zeytinin gelişim aşamalarında eğer yağışlar yetersizse, devlet organize bir şekilde sulama desteği ile ilgili projeler geliştiriyor. Destekler veriyor. Türkiye’de ise, bizler kendi kaderimizle baş başayız.”

Her meslek erbabının karalar bağladığı ülkemizde zeytincilerin de kan ağlamasına hiç şaşırmıyoruz.

Cengiz ERDİL