Dünya’yı cehenneme çeviren Nazi Almanyası’nın lideri Adolf Hitler’in DNA’sı çözüldü. Hitler’in soykırım uyguladığı Yahudi kökenli olduğu efsanesi çökerken soyunda cinsel ve psikiyatrik bozukluklara yol açabilen gen mutasyonu tespit edildi.
ABD Ordusundan Albay Roswell P. Rosengren’in 1945’te Hitler’in intihar ettiği sığınaktaki koltuktan alıp yıllarca evinde sakladığı kanlı kumaş parçası 2014’te müzayedede satılarak Gettysburg Tarih Müzesi tarafından satın alınmıştı. Bu kumaştaki kanda bulunan DNA şimdi Hitler’in genetiğini ortaya koydu.
–BELGESELİ ÇEKİLDİ-
İngiltere’de ‘Channel 4’ tv kanalı için hazırlanan “Hitler’in DNA’sı: Bir Diktatörün Taslağı” adlı belgesel için bu kanlı kumaştaki DNA ile Hitler’in doğrulanmış bir akrabasının DNA’sı karşılaştırıldı.
Dört yıldır süren analizde Hitler’in PROK2 adlı geninde mutasyon taşıdığı ortaya çıktı. Bu mutasyonun, ergenliğin gecikmesine ve cinsel organ gelişiminin yetersiz olmasına yol açan Kallmann sendromu ile ilişkili olduğu bildirildi.
Araştırmaya öncülük eden genetikçi Prof. Turi King “Bu durumlarda ergenlik hiç başlamayabilir veya kısmi ergenlik görülebilir” dedi.
Nazi Almanyası Uzmanı Tarihçi Alex J. Kay da 1923’te yapılan bir muayenede Hitler’in sağında ‘inmemiş testis’ tespit edildiğini vurguladı. Kay, “Kallmann sendromunun keşfi, Hitler’in özel hayatını tamamen dışlayarak siyasete olağanüstü odaklanmasını açıklayabilir” dedi.
1923’te yapılan ve 2015’te ortaya çıkarılan tıbbi muayene belgesinde Hitler’in mikropenise sahip olduğu yer alıyordu.
–YAHUDİ DEĞİL-
Hitler’in büyükannesinin bir Yahudi ailenin yanında çalışırken hamile kalmış olabileceği iddiasından kaynaklanan efsane de araştırıldı.
Analizde Hitler’in soy hattı Avusturya Alman kökenli çıkarken erkek soyundan akrabasıyla tam eşleşme sağlandı.
Prof. King, “Eğer Yahudi kökenli olsaydı bu DNA eşleşmesi gerçekleşmezdi” dedi.
Hitler’in tanı koymayan ancak genetik yatkınlığı belirleyen poligenik risk skoru da incelendi.
Danimarka Aarhus Üniversitesi’nden Prof. Ditte Demontis, Hitler’in şizofreni, otizm ve bipolar bozukluk bulunma riskinin en yüksek oranda yer aldığını bildirdi.
Haber: Zeynep Nurten UZER

