Obezitenin, kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseriyle doğrudan ilişkili olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. Uzmanlar, fazla kilolardan kurtulmanın kanser riskini ciddi oranda azalttığını belirtiyor.
Ekim ayı, “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak biliniyor. Bu kapsamda açıklamalarda bulunan Meme Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Enver Özkurt, obezitenin meme kanseri üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Doç. Dr. Özkurt’a göre, fazla yağ dokusu yalnızca kalori depolamakla kalmıyor, aynı zamanda vücutta hormon ve kimyasal sinyallerin dengesini bozarak tümör oluşumunu tetikliyor.
Doç. Dr. Enver Özkurt, “Vücuttaki yağ, aktif bir hormon ve sinyal üretim merkezidir. Fazla yağ dokusu, kronik iltihaplanmaya, hormonal bozukluklara ve hücre büyümesini teşvik eden süreçlere yol açar. Bu da kanser riskini artırır. Ancak kilo vermek bu riski büyük ölçüde azaltır.” dedi.
Doç. Dr. Özkurt, özellikle menopoz sonrası dönemde fazla kilonun meme kanseri riskini ciddi biçimde artırdığını belirtiyor. Özkurt, “Menopoz sonrası östrojenin ana kaynağı yağ dokusudur. Yağ hücreleri, androjenleri östrojene dönüştürür. Östrojen düzeyinin artması da hormon reseptörü pozitif meme kanseri riskini yükseltir.” diye konuştu.
180 bin kadınla yapılan geniş çaplı bir araştırmanın sonuçları, kilo kaybının meme kanseri riskini önemli ölçüde azalttığını ortaya koydu.
2–4,5 kilo verenlerde risk yüzde 18 azaldı
4,5–9 kilo verenlerde risk yüzde 25 azaldı
9 kilo ve üzeri kalıcı kilo kaybı yaşayanlarda risk yüzde 30’dan fazla azaldı.
Üstelik küçük miktarlardaki kilo kaybı bile, korunduğu sürece kalıcı koruma sağlıyor.
Obez bireylerde, yağ hücrelerinden yüksek miktarda leptin hormonu salgılandığını belirten Özkurt, bu hormonun tümör gelişimini desteklediğini söyledi. Leptin, kanser hücrelerinin büyümesini, yeni damarlar oluşturarak beslenmesini kolaylaştırır diyen Özkurt, “Buna karşın, koruyucu etkisi olan adiponektin seviyesi obezitede azalır. Bu dengesizlik, tümör hücrelerinin yayılmasını kolaylaştırır.” açıklamasında bulundu.
Obezitenin yalnızca kanser riskini artırmakla kalmadığını, aynı zamanda tedavi sürecini de zorlaştırdığını vurgulayan uzman, cerrahi sonrası yara iyileşmesi ve enfeksiyon riskinin de arttığını ifade etti.
Obeziteyle birlikte sık görülen insülin direnci, meme kanseri riskini iki katına çıkarabiliyor.
“Yüksek insülin, hücreleri sürekli büyüme sinyalleriyle uyarır. Aynı zamanda östrojenin bağlanma proteinlerini azaltarak serbest östrojen düzeyini artırır. Bu iki mekanizma, kanser gelişimini hızlandırabilir.”
Doç. Dr. Özkurt, obeziteye bağlı kanser riskini azaltmanın en etkili yolunun kalıcı yaşam tarzı değişiklikleri olduğunu vurguladı:
Hızlı kilo vermeye değil, sürdürülebilir dengeye odaklanın.
Haftada en az 150 dakika yürüyüş, yüzme veya bisiklet gibi egzersizler yapın.
Akdeniz tipi beslenme benimseyin: sebze, meyve, tam tahıl, baklagil, zeytinyağı, balık.
Kırmızı et, işlenmiş gıdalar ve şekerli yiyecekleri sınırlandırın.
Alkol ve sigaradan uzak durun.

