Site icon Kent Ekranı

Coşkun KARTAL; ÖZGÜR ÖZEL VE “BİLGE KİŞİLERİN” TAVSİYELERİ!

CHP’nin yaşadıkları, hayatımızı bir kez daha durum tespiti için yapılan analizleri aşıp kurtuluş reçetelerini ortaya koyan tavsiyelerle doldurdu.

Halkımızın, siyasal, ekonomik, bilimsel, sosyal, sportif kriz dönemlerinde bağrından çıkardığı gazeteci diye etiketlenen “kahvehane bilgeleri”,  medya ve sosyal medya platformlarında ortalığı sarmış durumda!

Tabii ki, medya sektörümüzün yandaş diye adlandırılmadan, muhalif kesime ait bölümünde de aynı durum söz konusu! 

Sosyal medyadaki etkinlikler konusunda yapacak bir şey yok. Yalnızca “belli alanlara” girmezseniz atış serbest sayılır!

Hatta dozu fazla kaçırmamak kaydıyla belki  küfürlü dokundurmalar da yapılabilir!

Zaten oralarda kimsenin kendisini gazeteci diye tanımlama diye bir derdi de yok.

Sözünü ettiğim, televizyon  kanallarında analizler yapan, görüş açıklayan tavsiyelerde bulunan   bir kısmı siyasete atılmak için çeşitli nedenlerle meslekten ayrılmış ancak gazeteci sıfatını kullanan arkadaşlar . 

Ya da -geçmişte sıklıkla görüldüğü gibi- geleceğin siyasal yaşamında kendine bir yer açabilme umudunu taşıyanlar.

Belki de yalnızca söyledikleriyle gündeme gelmekten haz duyan kerameti kendinden menkul vatandaşlar.

Şimdilerde, bunların büyük bölümü mevcut “durum tespitlerinin” yanı sıra, tehlikede olan CHP’yi kurtarmak için yol gösteriyorlar !

Doğal olarak bu yol göstermelerin hedef aldığı  en önemli kişi genel başkan Özgür Özel.

Özgür Özel, 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan ve art arda salvolara devam eden süreçten partisinin en az zararla çıkmasını sağlamak için yoğun bir çaba içinde görünüyor.

Bu yoğun çabanın önemli bölümü mitingler, toplantılar gibi  kamuoyuna açık eylemlerden oluşuyor.

Bu eylemlerde her şey herkesin gözü önünde cereyan ediyor; stratejik mahremiyet koşulları söz konusu değil.

Milletvekilleri, parti yöneticileri, henüz dışarda olan belediye  yetkilileri, bu eylemlerde dinamik bir aktivizm içinde görünüyor.

Ancak tek yapılan bunlar değil. 

Anlaşıldığı kadarıyla, Özgür Özel ve CHP genel merkezi, ileride neler olabileceğine ilişkin öngörülerde bulunma ve buna göre değişken insiyatifler kullanma yeteneğine de sahip!

Hem büyük kurultay, hem İstanbul il kongresi kararlarının hızla alınıp gerekli başvuruların “doğru biçimde” yapılması bunun göstergesi.

İstanbul il binasının kapatılma kararı da aynı şekilde.

İleride neler olabileceğini hesaplayıp buna göre önlemleri bulunduğu anlaşılıyor.

Hatta, denilebilir ki, geleceğe yönelik önlemler, zaman zaman partiye yönelik yeni tezgahların önüne geçebiliyor.

Ancak, bütün bunlara rağmen, kahvehane bilgeleri dediğim kesimin içinde olan ve Özel’i destekler görünen bazı yorumcu arkadaşları tatmin etmek mümkün değil! 

CHP’nin “direnişini”, eylemlerini, politik hamlelerini yeterli bulmuyorlar,  gereksiz olduğunu söylüyorlar. ( Örneğin, bunlardan biri, 900 CHP kurultay delegesinin olağanüstü kurultay çağrısının boşa kürek çekmek olduğunu, bundan partinin hiçbir kazancı olmayacağını söylüyordu.)

Bu tipler, asıl taşımaları gereken gazeteci nesnelliğini bir kenara bırakmış, kendilerince bilmem hangi kanadı demoralize etmeye, kim bilir hangisine yaranmaya çalışıyorlar.

Ortaya attıkları fikirlerin mutlak doğrular olduğuna iman etmişler ve ne yapılırsa yapılsın,  iktidarın CHP’yi un ufak edeceğine inanmışlar.

Aslında bu tutum, belki de yandaş olmasalar bile, içten içe  iktidarın yenilmez olduğuna, sarsılmaz güç taşıdığına inanmalarının da sonucu!

Ancak haksızlık etmeyelim, asıl mesele, yanlış düşündüklerini bir türlü kabullenemeyişlerinden geliyor.

Zira, bir kısmı, muhtemelen Özgür Özel genel başkan olduğunda, “bununla da yürümez bu iş, zayıf kalıyor” falan diye ahkam kesmiştir  ve Özel, ağzıyla kuş tutsa söylediklerine inandıramayacak,  bunlara yaranamayacaktır!

Ana muhalefet partisinin genel başkanı, bazıları için ellerinde büyüyen, çocukluğunu bildikleri saf bir vatandaştır.

Deneyim kazanamaz, öğrenemez, siyasetçi falan olamaz!

Bu (kendilerince) akıl hocalarının tavsiyelerini mutlaka dinlemeli, dinlemekten öte yerine getirmelidir!

Böylesi bir kibir içinde, üzerindeki yirmi küsur yıllık ölü toprağını silkelemeye başlayan partinin altı aydır evine dönmeyen tabanını demoralize etmeye çalışıyorlar.

Tartışma programlarında birbirini dinlemeden, hatta zaman zaman sertleşerek uygulama olanağı bulunmayan çelişkili çareler üretiyorlar.

Özgür Özel, muhtemelen bu programları ve tavsiyeleri dinlemiyordur diye düşünüyorum.

Eğer kulak verip, bir de dediklerini yapmaya kalksaydı, o zaman kendisini ve partisini kim bilir nasıl bir kaosun içine düşürürdü.

Coşkun KARTAL

Exit mobile version